GENEL
FİZİKİ COĞRAFYA SÖZLÜĞÜ
ÇİĞDEM YILMAZ
AA
Açık
Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir
Açısal
Hız : Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda
oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4
dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş
yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Ada: Deniz ya da göl suları ile çevrili küçük kara parçası.
Ada
yayı: Kavisli yanardağ adaları hattı.
Ağıl
: Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl
adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli
yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış
mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Akaçlama
veya drenaj havzası: Akarsuları
oluşturan yani yüzeysel akıma geçen sularının toplandığı alandır.
Akarsu
: Belirli bir kaynaktan doğan, yağmur ve kar
suları ile beslenen ve arazinin eğimine göre akıp giden sulara akarsu denir.
Akarsu
akımı (Debisi) : Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim
zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir
Akarsu
havzası: Bir akarsuyun sularını topladığı bölgeye denir. Havzası en geniş olan
akarsu Amazon’dur.
Akarsu
hızı: Akarsuyun birim zamanda aldığı yoldur. (m / sn). Akarsu hızı Muline
denilen bir araçla ölçülür.
Akarsu
kaynağı: Akarsuyun doğduğu yerdir.
Akarsu
rejimi : Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere rejim ya da
akım düzeni denir.
Akarsu
yatağı: Kaynakla ağız arasında uzanan, akarsuyun içinden aktığı çukurluktur.
Akarsu
ağı: Akarsuların tüm kollarını kapsayan örgüdür.
Akım: Bir akarsuyun yatağının herhangi bir kesiminden geçen su miktarıdır.
Akım miktarı genel olarak, genel olarak m3 / sn olarak ifade edilir.
Akış: Suyun akış şeklidir.
Alçak
basınç: Genellikle hava basıncının 760 mm civa sütunundaki basıncından veya
1013 mb'dan az olduğu hava kütlelerinin basıncıdır.
Alizeler
: 30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır.
Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım
Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler. En düzenli ve
sürekli esen rüzgarlardır.
Alpin: Alp dağlarına veya dağların yüksek kesimlerine ait olan orman-ağaç
yetişme sınırının üstü.
Alpin
bitkiler: Ağaç yetişme sınırının üstünde çoğunlukla otsu türlerden oluşan
bitkiler.
Altimetre
: Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması
kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Ana
materyal: Temeli oluşturan malzemelerdir. Bu malzeme kaya olabileceği gibi,
alüvyon gibi ince ve yumuşak malzemelerden de ibaret olabilir.
Andezit
: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da
denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Anemometre
(rüzgar ölçer) : Rüzgarın hızını ölçmeden kullanılan alet.
Antiklinal: Kubbe şeklinde kıvrım yapan tabaka.
Antisiklon: Çevredeki basınca göre daha yüksek basınca sahip bölge.
Artçı
şok: Şiddetli bir depremden sonra yeraltındaki kayaların yerlerine
yerleşmelerinin yol açtığı hafif sallantı ve titreşimler.
Artezyen
: Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli
tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür
sular bulunmaktadır.
Artezyen
kaynağı: Tekne biçimindeki iki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabakaya
açılan bir sondaj ile suların püskürerek yer yüzüne çıkmasıdır. Diğer
kaynaklardan ayrılan yanı beşeri faktörlerin etkisiyle yer yüzüne çıkmasıdır.
Asit
yağmuru: Atmosferdeki kirlilik oluşturan maddeleri emmiş olan ve bu nedenle
daha asidik hale gelen su damlalarını içeren yağmur. Bu terim, havadan yere
düşen ve havayı kirleten kuru kirleticiler içinde kullanılır.
Aşınma: Kara yüzeyinin, yağmur, dalga, akarsu ve buz etkisiyle yavaşça yok
olması.
Atmosfer
: Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt
sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin
etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin
şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir.
Atmosfer
Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların
yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.
Atmosfer
olayı: Atmosferde meydana gelen yağmur, sis, rüzgar, bulut vb olaylara
atmosfer olayı denir.
Ay
tutulması: Ay Dünya’nın gölge konisinde veya yarı gölge konisinde bulunursa
Dünya’dan Ay’ın tamamı ya da bir kısmı görülmez, bu olay ay tutulması olarak
adlandırılır.
Aydınlanma
çemberi: Dünyanın karanlık ve aydınlık olan bölümlerini ayıran sınırdır.
Ayrışma: Havadan etkilenen kayaçların çeşitli süreçlerden geçerek yıpranıp
aşınması ve parçalanması olayı.
Aysberg
(Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul parçaları deniz
içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun yoğunluğundan az
olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre kalınlıkta ve
kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
BB
Backwash: Bir dalganın kıyıda kırılmasından sonra kumsaldan aşağıya geri kayması
olayı.
Bağıl
Nem : Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki
su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma
açığı (nem açığı) denir.
Bağıl
nem :Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma
oranına denir.
Balina
çubuğu: Bazı balina ve köpekbalıklarının ağzında bulunan ve sudan planktonları
ayırmaya yarayan sert kıllar
Bankiz
: Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz
kütleleridir.
Baraj
gölü : Yapay su birikintilerine baraj gölü denir.
Barkan: Rüzgarların taşıdıkları kum ve tozları hilal şeklinde biriktirmesine
denir. Çöllerde yaygın olarak görülür.
Barograf
: Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni
barometredir.
Barometre: Hava basıncını ölçmeye yarayan bir aygıt.
Basınç
: Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı
engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının yükselmesini
önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın yoğunluğu daha az olacağı
için buharlaşma daha kolaydır.
Baskın
rüzgar: Belli bir alanda rüzgarın en sık estiği yön.
Başkalaşma: Bir taşın mineral yapısı ve dokusunun sıcaklık, basınç veya her
ikisinin etkisi ile kimyasal ve fiziksel yönden değişmeye uğramasıdır.
Başlangıç
meridyeni: İngiltere'de Greenwich rasathanesinden geçen meridyen yayıdır.
Batı
rüzgarları: Her iki yarımkürede tropikal yüksek basınç merkezlerinden 40-65°
enlemlerine doğru esen sürekli rüzgarlardır.
Batolit
:Yerkabuğuna sokulan asit magmanın oluşturduğu
çoğunlukla kubbe biçiminde büyük kütledir.
Bazalt
: Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır. Mineralleri
ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir. Bazalt demir içerir. Bu
nedenle ağır bir taştır.
Besin
ağı: Bitki ve hayvanların birbirlerine besin yoluyla bağlanmaları.
Besin
zinciri: Beslenme ilişkileri yoluyla birbirlerine bağımlı olan canlı
organizmalar zinciri. Bu zincirde yer alan her bir hayvan bir diğerinin besin,
dolayısıyla da enerji kaynağını oluşturur.
Bindirme: Dağ oluşumu esnasında bir kütlenin diğer bir kütle üzerine abanması,
onun üzerine yerleşmesidir.
Birikinti
konisi: Dağ yamaçlarından düzlüğe inen akarsular, taşıdıkları materyalleri
eğimin azaldığı yerlerde yarım koni şeklinde biriktirirler. Bu şekillere
birikinti konisi denir. Akarsuların taşıdıkları maddeler ince ise, geniş bir
alana yelpaze gibi yayılırlar. Bunlara da birikinti yelpazesi denir. Ülkemizde
dağ eteklerinde, bu tip şekillere sıkça rastlanır.
Birikme: Denizlerin, akarsuların yada buzulların, çamur, kum yada çakılları,
kumsal gibi maddeler meydana gelecek şekilde birikmesi süreci.
Birinci
Zaman (Paleozoik) : Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce
sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon
yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Boğaz: Yarma vadi.
Boğaz
vadi: Yüksek dağ sıralarını enine yarıp geçen akarsular bu tür vadiler
oluştururlar. Vadilerin yamaçları oldukça diktir ve vadi dardır. Ülkemizde
Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat vb nehirleri böyle vadilerden akarlar.
Bora
: Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk
rüzgarlardır.
Botanik: Bitki bilimi. Bu bilim dalı, bitkilerin hücre yapılarından üremelerine
kadar her türlü fizyolojik ve hayatsal faaliyetlerini inceler.
Boylam
: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan
uzaklığının açısal değeridir.
Boyun
: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk
arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de
denir.
Bozkır
: İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu
otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir.
Buharlaşma
: Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık
arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe,
basınç azaldıkça, buharlaşma artar.
Buzul: Yerçekiminin etkisiyle hareket eden buz kütlesi.
Buzul
çağı: Dünya'nın yüzeyinin büyük bir bölümünün buzlarla kaplı olduğu belirli
dönemler.
Buzul
gölü: Yurdumuza bazı yüksek dağların üst kısmında görülür (Cilo, Sat, Ağrı,
Tendürek, Süphan, Kaçkar, Uludağ, Erciyes, Bolkar, Aladağlar,Bey dağları gibi).
Dünya üzerinde en fazla Kuzeybatı Avrupa’da görülür. Ayrıca Kanada’nın güneyi
ile A.B.D’nin kuzeyindeki göller buna örnektir.
Buzul
vadisi: Buzul aşındırması sonucu oluşan “U” şeklindeki vadilerdir. Akarsu
vadilerine göre boyları kısadır ve sürekli iniş göstermezler (inişli
–çıkışlıdır).
Buzullararası
dönem: Quaterner de günümüzden daha sıcak ve
daha yağışlı olan dönemdir.
CC
Cephe: Farklı karakterdeki iki hava kütlesinin karşılaşmış olduğu hat.
Cephe
yağışları: Farklı özellikteki hava kütlelerinin karşılaştığı yerlere cephe denir.
Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında meydana gelen
yağışlardır. Karşılaşma alanlarında sıcak hava soğuk havanın üzerinde yükselir.
Sıcak hava hem yükselerek hemde soğuk havaya sürtünerek sıcaklık kaybeder. Bu
oluşumun gerçekleştiği yerlerde cephe yağışları oluşur.
Cezir: Ay'ın çekimine bağlı olarak deniz seviyesinin çekilmesi, alçalmasıdır.
Civalı
Barometre: Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur.
Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava basıncı azalıp
çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir. Cıvalı barometre camdan yapıldığı
ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir.
Coğrafi
Bölge : Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi
içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin
sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel
alınır.
Coğrafi
Bölüm : Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler
bakımından farklılık gösteren küçük birimlerdir.
Coğrafi
Konum : Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi konumu
denir. Coğrafi konum, matematik konum ve özel konum olarak iki şekilde ifade
edilir.
Coğrafya: Doğal, sosyal ve ekonomik etkinliği bulunan varlık yada olayların
oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini belli ölçülerde inceleyen bilimdir.Bu
tanımıyla coğrafya, hem doğal hem de sosyal bilimler içinde yer alır.
ÇÇ
Çakıltaşı
(Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi
yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Çakmaktaşı
(Silex) : Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi
ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur.
Çay
: Derelerin birleşmesiyle oluşan akarsulara çay denir.
Çekirdek
: Dünya'nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin
bulunduğu bölümüdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890
km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç
çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve
sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım erimiş
haldedir.
Çığ
: Büyük kar yığınlarının yamaç boyunca hareket etmesine çığ denir.
Çiy
: Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk
cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz
aylarında görülür.
Çizgi (grafik) Ölçek : Haritalardaki
küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe
göre düzenlenir ve santimetre (cm)'nin üstündeki tüm uzunluk birimleri
kullanılır.
Çizgisel
Hız : Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim zamanda
eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel hız, dünyanın küreselliği
nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru azalır.
Çökme
Dolini : Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek çökmesi
ile oluşan karstik şekillerdir. Çökme dolinleri, derinliklerinin fazla oluşu,
yamaçlarının eğimli oluşu ve tabanlarındaki iri bloklar halinde maddeler
bulunması nedeniyle erime dolinlerinden kolayca ayırtedilirler. DD
Dağ
: Çevresine göre yüksek olan inişli çıkışlı yer şekilleridir.
Dağ
eteği ovası: Dağ eteğinde, eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti
konileri ve birikinti yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri
sonucu oluşan ovalardır. Bursa ovası, Uludağ’ın eteğinde oluşmuş bir dağ eteği
ovasıdır.
Dağ
içi ovası: Dağ içlerinde eğimin azaldığı yerlerde, akarsuyun taşıdığı malzemeleri
biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir.
Dalgalar
: Dalgalar, deniz ve göllerdeki kuzey sularının periyodik
salınımlarıdır. Dalga oluşumunun temel nedeni rüzgarlardır. Deniz yüzeyini
yalayarak esen rüzgarlar, sürtünme nedeniyle durgun sulara hareket kazandırır.
Deniz yüzeyi pürüzlenir ve sürekli biçim değiştirir. Deniz yüzeyinin salınım
hareketine dalgalanma deniz yüzeyinde beliren pürüze dalga denir.
Dalmaçya
kıyı tipi: Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları
altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda
adaları oluşturur. Ör:Adriyatik denizinde Dalmaçya kıyıları (eski Yugoslavya
kıyıları). Yurdumuzda Antalya- Kaş kıyıları buna örnektir.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için yapılmış yerleşmelerdir.
Dam
: Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme biçimidir.
Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık süre için köylerinden
ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan sonra,
tekrar köylerine dönerler.
Debi
: Bakınız : Akarsu Akımı.
Delta
: Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri
biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyal ovalardır. Deltalar, taban
seviyesi ovalarının bir çeşididir. Onlardan ayrılan yönü biriktirmenin deniz
içinde olmasıdır.
Delta
ovası: Akarsuların taşıdıkları malzemeleri, deniz içerisinde biriktirmesi
sonucu üçgene benzeyen düzlükler meydana gelir. Bunlara delta ovası adı
verilir.
Denge
profili: Akarsuların derine aşındırmasıyla yatak eğimi gittikçe azalır. Zamanla
akarsuyun akış hızı azalarak hemen hemen sona erer. Bu duruma erişmiş bir
akarsu yatağında başlangıçtaki pürüzler ortadan kaldırılmış olur. Akarsu
ağzından kaynağına doğru uzanan profil iç bükey bir görünüm alır ki buna denge
profili denir.
Deniz
: Okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz denir. Denizler
okyanuslarla bağlantılarına göre ikiye ayrılır.
Denizlerin
Ortalama Derinliği : Denizlerin ortalama derinliği 4000 m dir.
Dünya’nın en derin yeri olan Mariana Çukuru deniz seviyesinden 11.035 m
derinliktedir.
Deprem
: Yerkabuğunun derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve
titreşim hareketleridir. Yeryüzünün belirli yerlerinde sıklıkla deprem görülür.
Buralara deprem kuşakları denir.
Deprem
odağı: Depremin oluştuğu, yani yeraltında biriken enerjinin çıktığı nokta.
Dere
: Suyu az, boyu kısa olan akarsulara dere denir.
Derin
Deniz Çukurları : Sima üzerinde hareket eden kıtaların,
birbirine çarptıkları yerlerde bulunur. Yeryüzünün en dar bölümüdür.
Derin
Deniz Platformu : Kıta yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama
derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş bölümüdür.
Dev
kazanı: Çağlayan ve çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa,
derin oyuklar oluşur. Bu oyuklara dev kazanı denir.
Dış
gezegen: Güneş’e dünyadan daha uzak olan gezegendir.Güneş sistemi içerisindeki
gezegenlerden; Güneş’e en yakın olanı Merkür, en uzak olanı Plütondur.En büyük
olanı Jüpiterdir.Jüpiter henüz soğuyamamış gaz kütlesi halindedir.
Divan: Bir köyü oluşturan, birbirinden uzakta kurulmuş mahallelerdir.
Doğal
bitki örtüsü : İklim şartlarına göre, kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu
örtüye doğal bitki örtüsü denir.
Doğal
set gölleri: Göl oluşumuna elverişli olan çanakların açık kısımları varsa ve bu
kısımlar çeşitli olaylarla tıkanırsa set gölleri oluşur.
Dolin
: Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime çukurluklarıdır.
Genellikle derinlikleri az, genişlikleri fazladır. Türkiye’de özellikle
Toroslar’da dolinler yaygın olarak görülür. Halk arasında kokurdan, koyak, tava
gibi adlar verilir. Volinler oluşum şekillerine göre iki gruba ayrılır :
Dolu: Bulutlardaki su damlacıklarının, bulut içinde aniden yükselerek -
°C’lerde donmasıyla oluşan buz parçalarına dolu denir.
Don
Olayı : Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle
toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal
bölgelerde don olayı sık görülür.
Doruk
: Dağın en yüksek yerine doruk (zirve) denir.
Doruk
çizgisi: En yüksek tepeleri birleştiren çizgi. Akarsu havzalarında akarsu
havzalarını birbirinden ayıran yüksek noktalardan geçen çizgiye "su bölümü
çizgisi" denmektedir.
Dönence: Gök ekvatorunun 23° 27' kuzey ve güneyinden geçen paralel (enlem)
daireleridir. Ekvatorun kuzeyinden geçen bu enleme yengeç, güneyinden geçene
ise oğlak dönencesi denir.
Dördüncü
Zaman (Kuaterner) : Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve
hala sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır.
Drenaj: Suyun akıtılması, kurutulması.
Drenaj
kanalları: Özellikle taban suyu seviyesinin yüksek olduğu bataklıklarda suyun
akıtılması için yapılan kanallar.
Düden
: Kalkerli arazide erime ile oluşan daire biçimli kapalı çukurluklara
düden denir. Düdenler yer altı sularını birbirine bağlayan kanallardır.
Düdenlere halk arasında su çıkan, su batan gibi adlar da verilir.
Dünya
: Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden biridir ve Güneş'e olan uzaklığı
bakımından 3. Sırada bulunur.
Dünyanın
Yıllık Hareketi : Dünya ekseni çevresinde hareket ederken
aynı zamanda saat ibresinin tersi yönde, Güneş'in çevresinde de döner. Bu
hareketini elips bir yörüngede 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna 1 Güneş yılı
denir. Dünya'nın yıllık hareketi sırasında, Güneş'in çevresinde çizdiği yörünge
düzlemine ekliptik denir. Yörünge şeklinin elips olması nedeniyle Dünya yıllık
hareket sırasında Günöte - Günberi konumuna gelir.
EE
Ekinoks: Yıl içinde gece ile gündüzün eşit olduğu zaman. Bu zamanda Güneş
ışınları ekvatora dik gelmektedir. 21 Mart-23 Eylül günleri).
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik veya
Yörünge Düzlemi denir.
Ekliptik
düzlem: Güneşin etrafında dönen Dünyanın elips şeklinde çizdiği yörüngeden
geçtiği kabul edilen yatay düzlemdir.
Ekoloji: Canlı ile ortam arasındaki ilişkileri inceleyen bilimdir. İnsan
ekolojisi, hayvan ekolojisi, bitki ekolojisi gibi. İnsan ekolojisi, insanla
ortam arasındaki ilişkileri inceler. Ekolojinin ana ögelerini, iklim, yeryüzü
şekilleri, ana materyal, toprak, canlılar (bitki, hayvan ve insan) teşkil
etmektedir. Dolayısıyla ekolojinin birçok unsurları coğrafyanın içinde ve
inceleme alanı dahilinde bulunmaktadır.
Ekonomi
Haritaları : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün ekonomik özelliklerini
gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla endüstri kuruluşlarının türü,
sayısı, dağılışı, çalışanların sayısı hakkında bilgi edinilir.
Eksfoliasyon: Sıcaklık değişmeleri ve kimyasal ayrışma olayları sonucunda kaya kütlelerinin
ince katlar halinde soğan zarları şeklinde soyulması.
Eksosfer
(Jeokronyum) : Atmosferin en üst tabakasıdır.
Ekvator: Yeryuvarlağının eksenine dik olarak geçtiği kabul edilen en büyük
daire.
Ekzosfer: Atmosferin en dış sınırıdır. Çok seyrelmiş iyonlardan oluşmuştur.Bu
tabakada yükseldikçe iyonların oranı azalarak uzay boşluğuna geçilir. Ekzosfer
tabakasına gelen Güneş ışınlarının değerine “solar konstantı veya Güneş
sabitesi” denir. Bu enerji çok yüksektir. Isıya dayanıksız olan metalleri kısa sürede
eritebilir. Ancak Ekzosferde Güneş enerjisini tutabilecek ortamda gaz
olmadığından uzay gibi bu tabakada soğuktur.
Endemik
bitki:Jeolojik dönemlerde geniş alanlara
yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin parçalanması sonucu yayılma
alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu sahada bulunan bitki. Örnek olarak
sığla ağacı (Luquidambar orientalis) 3. jeolojik zamanda Çin'e kadar yayılmış
iken, bugün ancak Köyceğiz gölü çevresinde bulunmaktadır
Enlem :
Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç
paraleli olan Ekvator'a uzaklığının açısal değeridir.
Epirojenez
: Karaların toptan alçalması ya da yükselmesi olayına epirojenez denir.
Epirojenik
hareket: Bir kütlenin bir bütün halinde yükselme veya alçalma hareketi.
Episantr: Depremin oluştuğu odak noktasının yer yüzeyine dikey olarak ulaştığı
nokta veya depremin yeryüzündeki odak noktası.
Erozyon
: Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgarların ve buzulların etkisiyle
süpürülmesine erozyon denir.
Eş
Aralık : İzohips Aralığı.
Eş
yükselti Eğrisi : İzohips Eğrisi.
Evren: Madde ve enerjiden oluşan başı ve sonu olmayan sistemdir.
FF
Falez
(Yalıyar) : Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir çentik
açar. Buna dalga oyuğu denir.
Fauna: Bir ortamda bulunan tüm hayvani canlıların sistematik
sınıflandırılmasını kapsar.
Fay
: Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan basınç ve gerilme
kuvvetleriyle blokların birbirine göre yer değiştirmesine fay denir.
Fay
atımı: Fay çizgisi boyunca hareket eden kütlelerin birbirlerine göre kayma
miktarları. Örnek olarak fayın yatay atımı 20 m denildiğinde, kırılma sonucunda
kütlenin birisinin diğerine göre 20 m yatay yönde yer değiştirmiş olduğu
anlaşılır.
Fay
aynası : Fay oluşumu sırasında yükselen ve alçalan blok arasındaki yüzey kayma
ve sürtünme nedeniyle çizilir., cilalanır. Parlak görünen bu yüzeye fay aynası
denir
Fay
çizgisi: Kırılmanın olduğu çizgisel hat veya doğrultu.
Fay
kaynağı: Fay hattı boyunca yeryüzüne çıkan kaynaklardır. Halk arasında bu
kaynaklara ılıca, kaplıca,çermik, içme ve maden suları denilmektedir. Ör:
Manisa (Kurşunlu, Urganlı, Alaşehir, Demirci), Denizli (Pamukkale, Sarayköy,
Buldan), Kütahya (Simav),Balıkesir (Edremit, Gönen), Sivas (Balıklı Çermik)
gibi merkezlerde vardır. Bu yerlerin ortak özelliği yer yapılarının özelliğidir.
Fenoloji
:Bitkilerin bir yıl içindeki tomurcuklanma, çiçek
açma, yapraklanma, meyve verme, yaprak dökme vs gibi hayatsak faaliyetlerinin
iklimle olan ilişkilerini kapsayan bir bilim dalı.
Fiyord: Glasyal vadilerin denizle işgal edilmesi ile oluşan çok girintili
çıkıntılı, tekne şeklinde koyların olduğu kıyılar. Bu kıyılar Norveç ve
Grönland'da yaygındır.
Fiyort
tipi kıyılar: Buzul vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır. Bu
kıyılara en iyi örnek İskandinav Yarımadasındaki kıyılar gösterilebilir.
Fiziki
Haritalar : Yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da büyük ölçekli
haritalardır..
Fizyolojik
nüfus yoğunluğu: Bir ülke veya bölgedeki toplam nüfusun
tarım topraklarına bölünmesiyle ortaya çıkan yoğunluğa fizyolojik nüfus
yoğunluğu denir.
Flora: Bir ortamda yaşayan tüm bitkisel canlıların sistematik
sınıflandırılmasını kapsar.
Flora
bölgeleri: Bitkilerin ilk çıktığı kaynak ve yayılma alanları.
Formasyon: Bir jeolojik dönemde oluşmuş tabaka dizisi. Miyosen formasyonu gibi
veya bir topluluğun tamamı, orman formasyonu gibi.
Fosil
: Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına
fosil denir.
Föhn
rüzgarları: Bir dağ yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın
sıcaklığı artar. Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip
rüzgarlara Föhn rüzgarları denir. Bu rüzgarların oluşmasında yer şekilleri
etkilidir. Rüzgarlar geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşırlar. Föhn
rüzgarları bu genellemeye uymaz.
Türkiye’de Kuzey Anadolu dağları ile Toros’larda etkilidir.
Fön
olayı: Dağlık kütleden sarkan hava kütlesinin çevreden sıcaklık alış-verişi
olmaksızın sıkışması ile havanın ısınmasıdır. Fön olayının meydana gelişinde
hava kütlesi her 100 metre alçaldığında 1°C kadar sıcaklığı artar.
GG
Galaksi
: Yıldız kümesine galaksi denir.
Galeri
Ormanları : Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50-100 m
genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli
ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların,
akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır.
Garig: Akdeniz Bölgesinde çalı (maki) örtüsünün tahrip edildiği yerlerde
dizboyu yüksekliğinde olan çalı vejetasyonu.
Gayzer
: Volkanik yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla
fışkırması ile oluşan kaynaklardır.
Geçici
akarsu: Yatağında her zaman su bulundurmayan, bazen kuruyan akarsudur.
Geçit
: Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren bölümlerine geçit denir.
Gel
– Git : Ay’ın ve Güneş’in çekim gücünün etkisiyle Dünya’daki su kütlelerinin
alçalması ve yükselmesi olayıdır.
Gel-git
akıntıları: Denizlerdeki seviye değişmelerine bağlı olarak özellikle koy ve
körfezler dahilinde oluşan akıntılar.
Geoid: Yeryuvarlağının kendine has olan görünüşü. Geoid yüzeyi, ortalama
deniz yüzeyi seviyesinde uzanmakta olup, çekül doğrultusuna diktir.
Gerçek
alan: Yeryüzü şekillerinin tüm engebeleri ile hesaplanan alanıdır.
Gerçek
izoterm haritaları: Yükseltinin etkisi dikkate alınarak
çizilen sıcaklık haritalarıdır.
Gezegen
: Güneş etrafında dönen büyük gök cisimlerine gezegen denir.
Gnays
: Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani
metamorfize olması sonucu oluşur.
Göçler
: Nüfusun geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Eğer değiştirilen
yer ülke içinde olursa buna iç göç denir. Göçler, hızlı nüfus artışının doğal
bir sonucudur. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin
büyük etkisi vardır.
Göktaşı
: Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
Göl
: Karalar üzerindeki çukur alanlarda birikmiş ve belirli bir akıntısı
olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Göller tek tek bulundukları gibi yan
yana birden fazla da bulunabilirler. Göllerin yan yana bulundukları bölgelere
göller yöresi denir.
Gölge
yönü: Dönenceler dışında kalan yerlerde bir cismin öğle vakti gölgesi Kuzey
yarımkürede kuzeye, Güney yarımkürede güneye düşer.Dönenceler arasındaki
yerlerde ise Güneş ışınlarının geldiği yönün tam tersine düşer.
Graben: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile alçakta kalan kütleye denir.
Ege Bölgesindeki Büyük ve Küçük Menderes, Gediz olukları birer grabendir.
Grafik
Ölçek : Çizgi ölçek.
Granit : İç püskürük
bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir. Taneli olması
nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok
olan granit kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir.
Guyot
:Üstü adeta bıçak gibi kesilmiş, yani düz olan
deniz altı tepesi. Deniz tabanının çökmesine paralel olarak adalar, deniz
seviyesine yaklaştığında dalgalar tarafından aşındırılarak düzleşir ve daha
sonra bu düzleşen ada deniz tabanı çökmeye devam ettiği için su altında kalır.
Günberi
(Perihel) : Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı döndüğü gündür.
Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir.
Güneş
Enerjisi : Güneş’in yapısındaki hidrojen atomlarının helyuma dönüşmesi sırasında,
enerji açığa çıkar. Buna güneş enerjisi denir.
Güneş
tutulması: Ay’ın Dünya ile Güneş arasında bulunduğu zaman Güneş’in Dünya’dan
görülmemesi veya kısmen görülmesi olayına güneş tutulması denir.
Günöte
(Aphel) : Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü
gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.
HH
Habitat: Belli bitki ve hayvanların barındığı doğal ortam. Coğrafi açıdan
ekvatoral ormanlar, ılıman kuşak vs gibi ana doğal birimlerin her biri bir
habitat'tır.
Haliç
tipi kıyılar: Gel-git olayının etkisiyle akarsu ağızlarında oluşan kıyılardır.
Kuzeybatı Avrupa kıyılarındaki önemli limanlar buna örnektir. Yurdumuzda
yoktur.
Hamada: Çöllerdeki aşırı aşındırma sonucu çöl zeminindeki kayaç ortaya çıkar.
Buna hamada veya kayaçölü denir.
Hamsin: Mısır’dan Akdeniz’in doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.
Harita
: Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli
bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir
Harita
Anahtarı (Lejant) : Haritada kullanılan özel işaretlerin ne
anlama geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı
işaretler kullanılır.
Harita
Ölçeği : Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzündeki
aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır. Diğer bir deyişle, gerçek
uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme oranıdır.
Hava
durumu: Atmosfer olaylarının kısa süreli değişmesine hava durumu denir.
Hava
kütlesi: Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından benzer özellikler gösteren geniş
parçalarına hava kütlesi denir.
Heyelan
: Toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yerlerden aşağılara
doğru kayması ya da düşmesine toprak kayması ve göçmesi denir. Ülkemizde bu
olayların tümüne birden heyelan adı verilir. Yerçekimi, yamaç zemin yapısı,
eğim ve yağış koşulları heyelana neden olan etmenlerdir.
Hız
çizgisi: Akarsu hızının en fazla olduğu noktaları birleştiren çizgidir.
Hidrograf: Bir akarsuyun belli bir kesiminde suyun yıl içinde veya belli bir
zamandaki akım durumunu gösteren grafik.
Hidrografya: Okyanus, deniz ve göllerin oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini
inceler.
Hidrografya
Haritaları : Bir bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı suları,
kaynaklar) hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla
akarsuların drenaj tipi, akım miktarı, kanallar, göl sularının özellikleri,
yeraltı sularının türü, kaynakların türü sayısı ve verimlilik derecesi hakkında
bilgi edinilir.
Hidroloji
: Suyun özelliklerini inceleyen bilim dalına hidroloji denir.
Hidrosfer: Su küre.
Higrometre: Nemliliği ölçen alete de higrometre denir.
Hiposantr: Depremin iç merkezi (odağı)
Hipsografik
Eğri : Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir.
Horizon: Fiziksel ve kimyasal yönden değişik olan toprak katları. Üst horizon,
alt horizon, A horizonu, B horizonu gibi.
Horst: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile yüksekte kalan kütleye denir.
Ege Bölgesinde Bozdağ ve Aydın dağları, faylanma sonucu yüksekte kalan birer
horsttur.
Hörgüç
kaya: Farklı aşınma sonucu oluşan ve deve hörgücüne benzeyen kayalardır.
Humus: Bitki artıklarının toprakta birikmesiyle oluşan, koyu renkli organik
maddeye humus denir. Humus, kayaların ufalanması veya ayrışmasında etkili
değildir. Toprağa verimlilik kazandıran bir maddedir.
II
Ilgım: Serap, özellikle çöllerde ve bozkırlarda, gerçeğe uymayan, az çok
uzaklarda beliren su birikintisi yada gölcük, suda yansıyan ağaçlar ve evlerden
oluşan ışıksal görüntü.
Irmak
: Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
Irmak
Ağzı Limanları: Denizlere dökülen kimi ırmakların ağız
kesimlerinde kurulmuştur. Büyük çoğunluğu açık deniz gemilerininde girebileceği
derinlik ve genişliktedir.
Işık
Yılı: Astronomide kullanılan uzunluk (uzaklık) birimidir ve ışığın bir yılda
aldığı (geçebildiği) yola eşittir. (300.000 x 60 x 60 x 24 x 365.4 = 9460.5
milyar km)
İİ
İç
Deniz : Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine sokulmuş
denizlere denir. Örnek : Akdeniz, Kızıldeniz, batlık Denizi, Karadeniz, Marmara
Denizi, Azak Denizi
İç
püskürük kayalar: Magmadan gelen lavların yer yüzeyine
çıkmadan kabuk tabakasının içerisinde soğuyarak yerleşmesi ile oluşan
kayalardır.
İç
gezegen: Dünya ile güneş arasında bulunan Merkür ile Venüs gezegenleridir.Bu
gezegenler güneş’e dünyadan daha yakındır.Kütleleri dünyadan küçüktür.
İklim
: Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava
koşullarına iklim denir.
İklim
elemanları: Bir yerin iklimini orada etkili olan sıcaklık, atmosfer basıncı,
rüzgarlar, nem ve yağış gibi faktörler oluşturur.Bunlara iklim elemanları
denir.
İklim
bölgeleri: Belli özellikte iklim şartlarının hüküm sürdüğü sahalara göre ayrılan
iklim bölgeleridir. Ekvatoral iklim, Akdeniz iklimi, Ilıman Okyanusal iklim
gibi.
İkinci
Zaman (Mezozoik) : Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce
sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon
yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve
ammonitler bu zamanın sonunda yok olmuşlardır.
İlkel
Zaman : Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan
jeolojik zamandır. İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin
edilmektedir.
İndirgenmiş
Sıcaklık : Yeryüzünde sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren haritalar
çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için
indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır. Bir yerin yükseltisinin sıfır (0 m)
kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir. Bir yerin
indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık farkı
hesaplanır. Bu fark o yerin gerçek sıcaklığına eklenir.
İyonosfer
: Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının,
molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği atmosfer katmanıdır.
İzdüşüm
alan: Engebe faktörü ortadan kaldırılarak(yani yükseltinin 0 metre kabul
edilmesi)hesaplanan alandır.Örneğin;Türkiyenin gerçek alanı:814.578 km 2
,izdüşüm alanı ise:780.576 km 2’dir.
İzobar
: Eşbasınç eğrisi.
İzobath
eğrisi : İzohips Eğrisi.
İzohips
Aralığı (Eş Aralık) : İzohipsler haritaların ölçeğine uygun
olarak belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir. Bu aralığa izohips aralığı
ya da eş aralık denir.
İzohips
(Eş yükselti) Eğrisi : Deniz seviyesinden aynı yükseklikteki
noktaları birleştiren eğriye eş yükselti (izohips) eğrisi, aynı derinlikteki
noktaları birleştiren eğriye eş derinlik (izobath) eğrisi denir.
İzoseist: Eş deprem eğrisi.
İzostasi: Kara kütlesini oluşturan kabuk tabakasının yoğunluğu ve kalınlığına
göre magmaya batmasıdır. Bu bakımdan az yoğun olan kıta kabuğu magmaya daha az
batarken, yoğun olan Okyanusal kabuk daha fazla batmaktadır. Bu duruma göre,
aşınarak ağırlığını kaybeden kütleler yükselirken, birikme veya volkanizma
sonucu ağırlaşan kütlelerde magmaya batmaktadır. Bu batma durumuna göre magma
yüzeyinde bir denge oluşur, buna "izostatik denge" denir.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
İzoterm
Haritaları : Bir bölgede, eş sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğriye izoterm
denir.
JJ
Jeoantiklinal: Jeosenklinallerde, yani derin deniz çanaklarında biriken tortulların
sıkışması sonucu deniz veya okyanus üzerine çıkan kısmı.
Jeofizik: Yer fiziği ile uğraşan bilim dalı.
Jeoloji
: Yerkürenin yapısını, yaşını ve özelliklerini araştıran bilim dalına
yer bilimi jeoloji denir.
Jeolojik
zamanlar : Yerkürenin, oluşmaya başladığı andan bu güne kadar geçirdiği devrelere
Jeolojik zaman denir. Dünya’mızın 5-6 milyar yıl yaşında olduğu tahmin
edilmektedir.
Jeomorfoloji: Yerşekillerinin oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceleyen
bilimdir.
Jeomorfoloji
Haritaları: Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle
oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeosenklinal
: Akarsular, rüzgarlar ve buzullar, aşındırıp, taşıdıkları maddeleri
deniz ya da okyanus tabanlarında biriktirirler. Tortullanmanın görüldüğü bu
geniş alanlara jeosenklinal denir.
Jeomorfoloji
Haritaları : Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle
oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeoterm
Basamağı : Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C
artar. Buna jeoterm basamağı denir.
Jips
(Alçıtaşı) : Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır.
Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
KK
Kainat
:Madde ve enerjiden oluşan başı ve sonu olmayan
sistemdir.
Kaldera
:Volkan konisinin tepe kısmının çökmesi ile oluşan
çukur alan.
Kalkan: Yerkabuğunun en eski kısımları olup, bu sahalar genellikle Paleozoik,
Alt paleozoik'e ait olup başkalaşım kayalarından ibarettir.
Kalker
(Kireçtaşı) : Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi
ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
Kanyon: Akarsu ve buzul tarafından yatay tabakalı arazilerde açılmış
"U" şeklindeki vadilerdir.
Kanyon
vadi: Yamaçlardaki farklı aşınma sonucu, basamaklı bir biçimde oluşan vadi
tipidir. Yamaçlar oldukça dik ve derindir. Genellikle kolay aşınabilen kalın
kalker tabakaları içerisinde oluşurlar.Ülkemizde pek yaygın değildir. Akdeniz
Bölgesindeki Göksu vadisinde kanyonlar görülür.
Kapalı
Havza : Sularını denize ulaştıramayan havzalara kapalı havza denir.
Kar: Yoğunlaşma 0°C’nin altında gerçekleşirse, buz kristallerine dönüşür.
Bu oluşuma kar denir.
Karaların
Ortalama Yüksekliği : Karaların ortalama yüksekliği 1000 m'dir.
Dünya’nın en yüksek yeri deniz seviyesinden 8840 m yükseklikteki Everest
Tepesi’dir.
Karasallık: Denizlerden kıtaların iç kesimlerine doğru gidildikçe, havadaki su
buharı miktarı azalmaktadır. Buna bağlı olarak, Güneş'ten gelen enerji, su
buharı tarafından tutulmadığı için yazın fazla ısınmakta, kışın ise fazla
soğumaktadır. Dolayısıyla kıtaların iç kısmı, deniz kenarlarına nazaran yazın
sıcak, kışın soğuk geçmektedir. Karasallık derecesi de sahillerden iç kesimlere
doğru gidildikçe artmaktadır.
Karayel
: Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar
yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
Karstik
Göller : Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
Karstik
kaynak: Kalkerli arazilerde yer yüzüne çıkan kaynaklardır. En fazla Akdeniz
Bölgesinde görülür. Ör: Düden suyu Bu kaynakların en önemli özelliği sularının
bol miktarda kireç içermesidir.
Karstik
arazi: Kireçtaşından oluşmuş arazi.
Kesir
Ölçek : Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
Keşişleme: 30° enlemi çevresindeki dinamik Y.B.’ın etkisi sonucu oluşur. Suriye
çölünden Güneydoğu Anadolu’ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde
kurutucu etkisi vardır.
Kırağı
: Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde
olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması
gerekir.
Kırç
: Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde
kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.
Kırgıbayır
: Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara
kırgıbayır (badlans) denir.
Kıta
: Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine
kıta denir.
Kıta
Platformu : Derin deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı ovaları
arasındaki en geniş bölümdür.
Kıta
Sahanlığı : Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m derine kadar inen
bölüme kıta sahanlığı (şelf) denir. Şelf kıtaların su altında kalmış bölümleri
sayılır.
Kıta
Yamacı : Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.
Kıvrılma: Tortul ve diğer kayaların, yerkabuğunda meydana gelen sıkışmalar
sonucunda asli durumlarının bozularak çeşitli şekillerde kıvrılması.
Kıvrım: Dağ oluşum hareketleri ile özellikle tortul tabakaların sıkışmaları
ile çeşitli yönlere doğru eğilip bükülmeleri. Derin denizlerde biriken
tortulların kıvrılarak yükselmesi ile kıvrımlı dağlar oluşmaktadır.
Kıyı
kordonu: Kıyı oklarının koy ve körfezin ağız kısmını kapatacak kadar
büyümesiyle oluşan yer şeklidir.
Kıyı
oku: Dalgaların taşıdığı malzemeleri deniz içinde veya kıyıya paralel bir
şekilde biriktirmesiyle oluşan yer şeklidir.
Kiltaşı
(Şist) : Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin
yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Klimatoloji: Atmosferin, atmosfer olaylarının ve iklim tiplerinin oluşum, özellik,
dağılış ve etkilerini inceleyen bilimdir.
Kom
: Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler
veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir.
Konveksiyonel
Yağış : Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
Kömür
: Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su
altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar.
C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise
taş kömürü, C miktarı % 94 ise antrasit adını alır.
Kör
(Çıkmaz) Vadi : Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende
kaybolarak akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik
göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.
Krater
: Yanardağların püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan
bacası ve bunun ağzına krater denir.
Kroki
: Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme
aktarılmasıdır.
Kuaterner
Zaman : Dördüncü Zaman.
Kum
adacıkları :Akarsu eğiminin azaldığı ve yatağın
genişlediği yerlerde, taşınan alüvyonlar ve kumlar küçük adacıklar şeklinde
biriktirilir. Bunlara kum adacıkları denir.
Kumsal
: Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile
oluşan alanlara kumsal denir.
Kumtaşı
(Gre) : Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu
oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kumullar
: Rüzgarların taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek
yapıya sahip olan kumullar sürekli yer değiştirmektedirler. Orta Asya
çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise barkan adı verilir.
Kuraklık
Sınırı : Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini, sulamaya
duyulan gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin olduğu bir yerde
sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir.
Kutup
daireleri: Güneş ışınlarının Yengeç ve Oğlak Dönencelerine dik geldiği tarihlerde
Güneş ışınlarının teğet geçtiği yerlerdir. Bu dairelerden sonra kutuplara doğru
gün düzeni bozulur. Gece ile gündüz süreleri 24 saati aşmaya başlar.
Kutup
noktaları: Yer ekseninin Kuzey yarımküredeki ucuna kuzey, Güney yarımküredeki
ucuna ise Güney kutup noktası denir.
Kutup
rüzgarları :Kutuplardaki Termik Y.B alanlarından 60
enlemlerindeki Dinamik A.B merkezlerine doğru esen rüzgarlardır. *60
enlemlerinde Batı Rüzgarları ile karşılaşarak cephe oluşumuna neden olurlar.
Kuyruklu
yıldız: Güneş sistemi içinde yer alan ve etrafında irili ufaklı taşlar, gaz ve
toz tabakası bulunan gök cisimleridir.
Kuyu
suları : Kuyular açılarak yeraltından çıkarılan sulara kuyu suları denir.
Kümülüs
bulutları: Isınan havanın yükselerek soğuması sonucu oluşur. Bulutu oluşturan su
taneciklerinin yoğunlaşması aynı seviyede başladığı için alt kısımları düzdür.
Sütun veya pamuk yığınına benzeyen bulutlardır. Genellikle sıcak dönemlerde
görülürler.
Kütle
hareketleri: Toprak akması, heyelan, çamur ve taş akması gibi tüm arazi üzerindeki
akma-kayma olaylarıdır.
LL
Lakolit: Asit magmanın kabuk tabakasına sokulması ile oluşan, batolitten küçük
olan çoğunlukla kubbe biçimindeki volkan kütlesi.
Lapya
: Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları
küçük oluklardır.
Lav
: Volkanlardan çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye
lav denir.
Lejant
: Harita Anahtarı.
Limanlı
kıyılar: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezlerin deniz suları altında
kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Litosfer
: Taşküre.
Lodos: Kuzey Afrika’daki Y.B. ve Hazar denizindeki A.B. sonucu oluşur.
Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkilidir. Akdeniz’den geldiği için nemli
ve sıcaktır. İç kesimlere sokulurken yükseltinin etkisi ile soğuyarak yağışa
neden olur. Kış mevsiminde etkili olduğu bölgelerde, sıcaklığı arttırarak kar
erimelerine neden olur.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınan küçük kum ve mil boyutundaki malzemelerin
birikmesi ile oluşmuş, çoğunlukla sarımsı, gözenekli, kolay ufalanan depo.
MM
Maar: Volkan alanlarında kabuk tabakasında sıkışan gazın üstündeki kütleyi
patlatması-parçalaması ile oluşan çapları birkaç yüz metre ile birkaç km
arasında değişen çanak. Ayrıca maar, lavların sulu bir alanı kaplaması ile
altta buharlaşan suyun üstteki lav örtüsünü patlatması ile de oluşmaktadır.
Mağara
: Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların
oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu,
Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
Mağma
: Yer kabuğunun altında bulunan sıcak ve sıvı katmana mağma denir.
Maki
: Her mevsim yeşil kalan kısa boylu çalı ve ağaçlardan oluşan bitki
örtüsüdür.
Maksimum
Nem (Doyma Miktarı) : 1m3 havanın belli bir sıcaklıkta
taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır.
Mantarkaya: Rüzgarlar sürükledikleri veya savurdukları taneleri yüzeylere çarparak
aşındırma yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda
rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine mantarkaya adı verilir.
Manto
: Dünya'nın Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır.
Masif: Çoğunlukla metamorfizmaya uğramış sert kütle. Istranca masifi,
Menderes masifi gibi.
Matematik
Konum : Dünya üzerinde bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi için, o
noktanın Ekvator'a ve başlangıç meridyenine olan uzaklığının bilinmesi gerekir.
Bunun için enlem ve boylam kavramlarından yararlanılır.
Med: Gel-git olayında denizin yüksek veya kabarık seviyesi.
Meltem: Kara ve deniz, dağ ile vadi arasındaki hava basıncı farkından doğan
yerel rüzgar. Deniz meltemi, Ege Bölgesinde, yazın ve geceleyin karadan denize,
kara meltemi ise gündüzleri, öğleden sonra denizden karaya doğru esmektedir.
Menderes: Akarsular, eğimlerinin azaldığı yerlerde kıvrılarak akarlar. Hem
aşındırma, hemde biriktirme sonucunda, bu kıvrımlar daha da genişleyerek
menderesleri oluştururlar. Menderesleri dışbükey kısımlarına Çaprak denir.
Buralarda akarsu, yatağını yana doğru aşındırır. Aşındırdığı materyalleri içbükey
kısımlarda biriktirir. Bu kısmada yığınak adı verilir.
Mercan: Sıcak, tuzlu ve berrak denizlerin sığ kısımlarında yaşayan ve iskeleti
kireçli olan bir fauna. Bu canlıların iskeletlerinin yığılması ile atoller ve
karaların kenarlarında set resifleri oluşmaktadır.
Mercan
Kalkeri : Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır. Temiz, sıcak ve
derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında topluluk
oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan resifleridir.
Meridyen: Dünya'nın ekvator dairesini birer derece aralıklarla dik olarak kesen
ve kutuplarda birleşen yaylardır. Dünya'da Greenwich gözlemevinin 180
batısında, 180'de doğusunda olmak üzere 360 meridyen yayı bulunur.
Mermer
: Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani
metamorfize olması sonucu oluşur.
Metamorfik
kaya: Başkalaşım kayası, yani sıcaklık ve basınç yada her ikisinin etkisi
altında fiziksel ve kimyasal değişime uğramış kayalardır.
Meteor:Gök cisimlerinden
doğan ve yeryüzüne düşen parçalardır. Bu parçaların açtıkları çukurlara meteor
çukuru veya krateri denir. Geniş anlamda göksel olayların tümünü kapsar
Meteoroloji
: Atmosferin özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mevsim: Güneşin gündönümü ve gece-gündüz eşitliği noktalarından geçişleri
arasındaki sürelere denir.
Mezosfer: Atmosferin orta tabakasıdır.Bu tabakanın alt katına Ozonosfer, üst
katına Kemosfer denir.
Mezozoik
Zaman : İkinci Zaman.
Mistral
: Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına
doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Moren
setti: Buzulların aşındırarak taşıdığı kum çakıl gibi maddelere moren denir.
Bunları eridiği yerde biriktirmesi ile oluşan sette denir.
Muson
Ormanları :Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış
aylarında yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar
görülür. Bu ormanlara muson ormanları denir.
Mutlak
Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın içindeki su buharının gram
olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak,
Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere
çıkıldıkça azalır.
NN
Nehir
: Büyük ırmaklara nehir denir.
Nem
: Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine
yol açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir.
Neozoik
Zaman : Üçüncü Zaman.
Nimbüs
bulutları: Yağmur bulutlarıdır. Yoğunluğu fazla olduğundan koyu renkli
görülürler. Halk arasında bu bulutlara kara bulutlar denir.
Normal
Hava Basıncı : 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca
normal hava basıncı denir.
Nüfus
:Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına
nüfus denir.
Nüfus
Artış Hızı : Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal
nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir.
Nüfus
Haritaları : Dünya'nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun dağılışı ve
özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda nüfus dağılışı
noktalama ile gösterilir. Nüfus yoğunluğu haritaları ise renklendirilir.
Nüfus
Yoğunluğu : Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır. Ülkenin genişliği
ve toplam nüfus hakkında bilgi verir. Kişi/km2 olarak gösterilir.
OO
Oba
: Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak
yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
Obruk
: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk
denir. Derinliği 250-300 m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl
bulunur. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın olarak
obruklar görülür. İçel’deki Cennet-Cehennem mağaraları ve Konya’daki Kızören obruğu
ülkemizdeki en güzel örneklerdir.
Obsidyen
(Volkan Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli
ve parlak dış püskürük bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden
soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı görünüme sahiptir.
Okyanus
: Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek :
Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu
Orman
: Büyüklü küçüklü çeşitli özellikteki ağaçların oluşturduğu bitki
örtüsüdür.
Orografik
Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda
oluşan yağışlardır.
Orojenez
(Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul
tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu
ya da orojenez denir.
Orojenik
hareket: Dağ oluşumunu meydana getiren hareket.
Otlak
: Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların
otlatıldığı alanlara otlak denir.
Ova
: Çevresine göre çukurda kalmış geniş düzlüklere ova denir.
Ozonosfer: Mezosfer tabakasının alt katını oluşturur. Güneşten gelen morötesi
(ultraviyole) ışınlar tarafından oksijen moleküllerinin O 3‘e dönüştürülmesiyle
oluşur. Güneşten gelen zararlı ışınları tutar, soğumayı önler.
ÖÖ
Ölçek
: Gerçek ölçülerin kaç defa küçültüldüğünü gösteren küçültme oranına
ölçek denir.
Örtü
buzulu : Çok geniş alanlara yayılan, kilometrelerce alan kaplayan buzul
türüdür.
Östatik
hareketler:Kara yüzeyindeki buzullaşmaya ve
buzulların erimesine bağlı olarak deniz seviyesinde meydana gelen geniş ölçüde
alçalma ve yükselmelerdir.
Özel
Konum : Dünya üzerindeki bir yerin çevresine, denizlere, yer şekillerine,
anayollara, geçitlere ve komşularına göre konumudur. Özel Konum; İklim
koşullarını, Doğal bitki örtüsünü, Tarımsal etkinlikleri, Nüfus ve yerleşme
biçimini, Ekonomik etkinlikleri, Ulaşım olanaklarını, Siyasal ve kültürel
yapıyı etkiler.
PP
Paleocoğrafya: Geçmiş dönemlerin coğrafyası. Miyosen coğrafyası denildiğinde Miyosen
dönemindeki kara ve denizlerin dağılışı, bu dönmede hüküm süren iklim şartları
vs açıklanmaktadır.
Paleoklimatoloji: Geçmiş dönemlerin iklim şartlarını inceleyen bilim dalı.
Paleontoloji
: Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji denir.
Paleozoik
Zaman : Birinci Zaman.
Paralel: Ekvator düzlemine paralel olarak birer derece aralıkla geçen
dairelerdir.
Peneplen: Yeryüzündeki kara kütlelerinin çok uzun süren bir aşınma sonucu
düzleşmesi ile oluşmuş yeryüzü şeklidir.
Peribacası
: Özellikle volkan tüflerinin yaygın olarak bulunduğu vadi ve platoların
yamaçlarında sel sularının aşındırması ile oluşan özel yeryüzü şekillerine
peribacası denir.
Perihel: Dünyanın Güneşe olan uzaklığı yaklaşık 152 milyon km’dir.Dünyanın
Güneşe en yakın olduğu zaman 3 ocaktır. Bu noktaya Perihel(günberi) denir.
Peyzaj: Bir sahanın doğal yada insanların yaptığı eserlerle görünüşü (ortam
düzeni).
Piroklastik
malzeme: Volkanların çıkardığı çeşitli boyuttaki taneli malzeme.
Plan
: Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme
aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır.
Plankton
:Suda yaşayan, suyun hareketi ile sürüklenen,
gözle görülmeyen veya zor görünen küçük canlılar.
Plato
: Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Polye
: Karstik yörelerdeki genişliği birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30
kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova görünümlü büyük karstik çukurlara polye
denir. Türkiye’de özellikle Toroslar’da polyeler yaygındır. Örneğin; Akdeniz
Bölgesi’ndeki Ketsel, Elmalı ve Akseki ovası birer polyedir.
Ponor: Su yutan.
Poyraz
: Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgarlardır. Yaz poyrazı
serinletici etki yapar. Kışın ise kuru soğuklara neden olur.
Profil
çizimi :İzohips haritalarından yararlanarak
arazideki belirli noktalar arasının yandan görünüşü çıkarılabilir.Buna PROFİL
ÇİZİMİ denir.
Projeksiyon
: Dünya'nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları en
aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin paralel
ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir kağıda geçirilmesi gerekir.
Bu sisteme projeksiyon denir.
Pusula: Yeryüzünde manyetik kuzeyi gösteren bir alettir. Birçok çeşidi vardır.
Püskürük
kayalar: Lavların püskürmesi ve katılaşması sonucu oluşan kayalar (volkanik
kayalar).
RR
Radiant: Elektromanyetik dalga.
Radyasyon: Güneş'ten bütün yönlere doğru elektromanyetik dalgalarla(radiant)
enerji yayılmaktadır. Dünya'ya ulaşan bu enerji sıcaklık enerjisine
dönüşmektedir. Dünya yüzeyi radyasyonla enerji kaybettiğinde soğumaktadır veya
sıcaklık, atmosfere gönderilen radyasyonun azalması ile düşmektedir. Gündüz
vakti Güneşten insolasyonla alınan sıcaklık, yer radyasyonuyla verilen enerjiyi
aşmakta ve dolayısıyla ısınma meydana gelmektedir. Gece vakti ise tersi meydana
gelmektedir; yani yer radyasyonuyla enerji kaybı olmakta ve hava sıcaklığı
düşmektedir. Kara yüzeyi yer radyasyonuyla denizlere nazaran daha fazla enerji
kaybettiğinden daha fazla soğumaktadır.
Regresyon: Deniz çekilmesi. Deniz seviyesinin düşmesi veya kara kütlesinin
yükselmesi ile daha önce denizle kaplanan sahanın su üstüne çıkma veya denizin
çekilmesi olayıdır.
Resif: Mercanların iskeletlerinin yığılması ile oluşan organogon tortul
kütle.
Resif
kıyıları: Mercan iskeletlerinin üst üste birikmesiyle oluşan kıyı tipidir.
Ör:Mercan adaları kıyıları (Avustralya Kıtasının doğusunda)
Ria
tipi kıyılar: Akarsu vadilerinin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı
tipidir. Ör: İstanbul-Çanakkale Boğazları, Haliç ve G.Batı Anadolu Kıyılarıdır.
Rüzgar
: Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
Rüzgar
Erozyonu : Bitki örtüsünün olmadığı ya da cılız olduğu yerlerde toprağın
rüzgarlarla yerinden kopartılarak taşınmasına rüzgar erozyonu denir.
Rüzgar
mağarası: Rüzgarlar taşıdıkları kum taneciklerini en fazla 1-2 m. Yükseğe
çıkarabildikleri için kayaların alt kısımlarında aşınma fazla, üst kısımlarında
ise az olur. Sertlik düzeyleri farklı olan yatay duruşlu kayaların yumuşak
kısmı, aşınma ile oyuklar oluşturur. Bu oyuklara rüzgar mağarası denir.
SS
Samanyolu
: Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.
Samyeli: 30° enlemi çevresindeki dinamik Y.B.’ın etkisi sonucu oluşur. Suriye
çölünden Güneydoğu Anadolu’ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde
kurutucu etkisi vardır.
Sanayi
: Ham maddelerin işlenerek mamül madde haline getirilmesine sanayi
denir.
Sander
ovası: Buzulların eridiği yerde ortaya çıkan akarsuların taşıdığı malzemeleri
biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.
Sarkıt-Dikit
: Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki
kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlar, damlayarak tabanında birikmesi ile
dikitler oluşur. Karstik alanlardaki mağaralarda görülen bu şekillerin en güzel
örnekleri Damlataş Mağarası’nda bulunmaktadır.
Savan
çayırlar: Ekvatorun kuzey ve güneyinde ekvator bölgesi ile sıcak çöller arasında
uzanmaktadır. Doğal vejetasyonu, dağılmış ağaçlı, uzun boylu otlardır. Yağışlı
ve kurak olmak üzere iki mevsime sahiptir. Yağışlar sıcak mevsimde düşmektedir.
Seki: Akarsu, deniz ve göl kenarlarında görülen basamaklar. Bu basamaklar,
daha önce akarsu, deniz veya gölün eski seviyesini göstermektedir.
Sel
: Sağanak yağış ve hızlı kar erimeleri sonucu çok miktarda suyun akışa
geçmesi ile meydana gelen duruma sel denir.
Sera
etkisi: Şehirlerde artan karbondioksit, subuharı, toz ve diğer gazlardan
dolayı, havanın çevreye nazaran daha fazla ısınması.
Sıcak
kuşak: Dünya'da dönenceler arasında yani 23° 27' kuzey ve güney enlemleri
arasında uzanan bölge.
Sırt
: İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli
yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi
keskin de olabilir.
Sial: Yer kabuğunun üst tabakasıdır. Bünyesinde daha çok silisyum ve
alüminyum bulunduğu için bu tabakaya sial adı verilmiştir. Sial; granit kiltaşı
ve kalker gibi hafif taşlardan oluşmuştur, Kalınlığı dağların bulunduğu
yerlerde fazla, deniz ve okyanusların altında azdır.
Sima: sial tabakasının altında yer alır. Bazaltik yapıdaki ağır taşlardan
oluşmuştur. Bileşiminde daha çok silisyum ve magnezyum bulunduğu için bu
tabakaya Sima adı verilmiştir. Sima, deniz ve okyanusların altında kalın,
dağların altında daha incedir.
Sirk: Buzul aşındırması ile meydana gelmiş olan üç tarafı yüksek saha ile
çevrili, kenarları dik, tabanı derin çanak. Buzullaşmaya uğrayan dağlardaki
akarsuların kabul havzalarında görülür.
Sirk
buzulu : Dağların tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni
oluşmaya başlayan buz türüdür.
Sirk
çukuru: Dağların üst kısmında aşındırma ile oluşan küçük çukurlukladır.
Sirk
gölü: Yurdumuza bazı yüksek dağların üst kısmında görülür (Cilo, Sat, Ağrı,
Tendürek, Süphan, Kaçkar, Uludağ, Erciyes, Bolkar, Aladağlar,Bey dağları gibi).
Dünya üzerinde en fazla Kuzeybatı Avrupa’da görülür. Ayrıca Kanada’nın güneyi
ile A.B.D’nin kuzeyindeki göller buna örnektir.
Siroko: Büyük Sahradan İtalya’nın güneyine doğru esen sıcak ve kuru
rüzgardır. Akdeniz’den geçerken nem aldığından İtalya’nın güney kıyılarına
yağış bırakır.
Sismograf
: Depremin süresi ve şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Sismoloji: Deprem bilimi.
Siyasi
ve İdari Haritalar : Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan
ülkeleri, bir ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren
haritalardır. Bu haritalardan uzunluk ve alan bulmada yararlanılır. Ancak yer
şekilleri hakkında bilgi edinilemez.
Soğuk
kuşak: 66° 33' kuzey ve güney enlemleri ile kutuplar arasında kalan bölge.
Step
: Bozkır.
Stratosfer
: Troposferin üstündeki atmosfer katmandır.
Su
bölümü çizgisi: Bir akarsuyu komşu akarsu havzasından
ayıran sınıra su bölümü çizgisi denir. Su bölümü genellikle dağların en yüksek
kesiminden geçer. Su bölümü çizgisi, kalkerli arazilerde, kurak bölgelerde ve bataklık
alanlarda belirsizdir.
Subtropikal: Yarı tropikal.
Sürekli
Rüzgarlar : Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları arasında yıl
boyunca yön değiştirmeden esen rüzgarlardır.
ŞŞ
Şahit
tepeler: Aşınıma karşı dayanıklılıkları farklı olan malzemelerin üst üste
birikerek farklı tabakalar oluşturduğu bölgelerde görülürler. Gerek rüzgarın
aşındırması, gerekse mekanik çözülme ile gevşemiş ve zayıflamış malzemelerin
rüzgar tarafından koparılıp taşınması sonucunda oluşan yüksekliklerdir.
Şelf
:Kıta kenarı üzerinde ortalama olarak 200 m
derinliğe kadar olan saha.
Şemosfer
: Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır.
Şeytan
masası: Rüzgarlar sürükledikleri veya savurdukları taneleri yüzeylere çarparak
aşındırma yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda
rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine mantarkaya adı verilir.
Şist: Basınç sonucu yapraklaşmış kaya.
TT
Tabaka
kaynağı: Geçirimli tabakların uç kısmından suların yüzeye çıktığı yerdir.
Taban
seviyesi :Akarsu aşındırmasının sona erdiği yer. Bu
yer, akarsuların denize döküldüğü yerlerde deniz seviyesi, göle döküldüğü
yerlerde göl seviyesi, yan derelerin ana akarsuya kavuştuğu yerlerde ise ana
akarsuyun yatak seviyesidir. Bu seviyenin altında aşınma olmaz. Bu seviye
düştüğünde akarsu aşınması canlanır.
Taban
seviyesi ovası: Akarsuların denize yaklaştıkları yerlerde
taşıma gücü azdır. Böyle yerlerde akarsular, taşıdıkları malzemeleri
biriktirirler ve ova yüzeyini alüvyal dolgu alanı haline getirirler. Böyle
oluşan düzlüklere taban seviyesi ovası veya alüvyal taşkın ovası denir.
Akarsular bu tür ovalarda menderesler şeklinde akarlar. Ege Bölgesindeki Büyük
ve Küçük Menderes ovaları bu tür düzlüklere örnek olarak verilebilir.
Taban
suyu :Alüvyal ovaların tabanında bulunurlar.
Altta geçirimsiz tabaka ile sınırlandırılmış geçirimli tabaka üzerinde biriken
sulardır. Beslenme durumuna göre taban suları bazen yüzeye kadar çıkabilir. Yer
altı su seviyesinin düşük olduğu alanlarda ise kuyu açmak suretiyle bu sulardan
faydalanılır.
Tabanlı
vadi: Akarsu aşındırmasının ileri safhalarında oluşan vadi şeklidir. Vadi
tabanı ova özelliği kazanır. Vadi yamaçları iyice yatıklaşır ve belirginliğini
kaybeder. Ülkemizde özellikle Batı Anadolu da bu tür vadiler yaygındır.
Tafoni: Büyük kayalarda oluşan kuş yuvaları şeklindeki oyuklara tafoni denir.
Takke
buzulu : Dağların bütün yamaçlarını kuşatan buzul türüdür.
Taraça
: Seki.
Tarımsal
nüfus yoğunluğu: Bir ülke veya bölgede tarımla geçinen
nüfusun tarım alanlarına bölünmesiyle elde edilir.
Taşkın
ovası: Akarsuların taşıdığı malzemelerin birikmesi ile meydana gelen ova. Bu
ovada eğim çok az olduğundan akarsular sık sık yatak değiştirir.
Taşküre
(Litosfer) : Dünya'nın manto katmanının üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan
katmanıdır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst
bölümüne yerkabuğu denir.
Tayga: Sibirya'da Sibirya çamı, sarıçam, göknar, melez ve ladinin yer aldığı
iğne yapraklılardan oluşan orman.
Tebeşir
: Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina)’ların
birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir.
Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
Tektonik: Yerkabuğunun yapısı ile bunu doğuran olayları açıklayan bilim dalı.
Tektonik
depremler: Yer'in iç kısımlarından gelen enerji yerkabuğunu ve bu kabukta bulunan
fay hatlarını zorlar neticede ya yeni fay kırıkları oluşur yada mevcut fay
blokları harekete geçer. Gerek yer kabuğunun zorlanarak kırılması gerekse fay
bloklarının birbirine sürtünmesiyle ortaya çıkan hareketler dalga şeklinde
enerji atılımına neden olur ki bu da tektonik depremleri oluşturur. Eski kıta
çekirdekleri, fay hatlarıyla parçalanmamışlar ise, sağlam yer katmanlarını
oluşturacakları için deprem yönünden tehlikesiz bölgelerdir. Genç fay
hatlarının yayılış alanları tektonik depremlerin görülebileceği sahalara işaret
eder. En fazla yıkıcı etkiye tektonik depremler sahip olup yeryüzündeki
depremlerin % 90'ı tektonik kökenlidir.
Tektonik
Göller : Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki
göllerdir.
Tektonik
hareket: Yer hareketi, Dünya'nın kabuğunda kırılma, kıvrılma, takım halinde
yükselme ve çökme olaylarını kapsar.
Tepe
: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.
Termik
Basınç : Dünya'nın küreselliği nedeniyle ısınma ve soğumaya bağlı oluşan
basınçlardır.
Termik
Ekvator : Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik ekvator
denir.
Ters
Alizeler (Üst Alizeler) : Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB)
doğru esen üst rüzgarlardır. Her yerde ve her zaman görülmezler. Yeteri kadar
sürekli ve güçlü değillerdir. 30° enlemleri çevresinde aşağıya doğru
alçaldığından yağış oluşumunu engellerler.
Toktağan
kar: Kutup bölgeleri ile yüksek dağların üst kısımlarında bütün yıl hiç
erimeden kalan karlara Toktağan kar (daimi) denir.
Tombolo: Kıyı oku ile bir adanın birleşerek karaya bağlanması. Kapıdağ
yarımadasında olduğu gibi.
Topoğrafya
Haritaları : İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır. Araziyi ölçekleri
oranında ayrıntıları ile gösterirler. Ölçekleri 1 / 20.000 ile 1 / 500.000
arasında değişir. 1 / 20.000'den büyük ölçekli olanlar kadastro işlerinde ve
askeri amaçlarla kullanılır. Bu haritalardan ölçek, uzunluk alan ve eğim
hesaplamada yararlanılır.
Toprak: Çözülmeye uğrayan kayaların yüzeyi zamanla, ayrışmış mineraller,
organik maddeler ve mikroorganizmalardan oluşan bir örtüyle kaplanır. Bu örtüye
toprak denir.
Transgresyon: Deniz basması. Buzulların erimesi ile deniz seviyesinin yükselerek
kara kütlesini kaplaması veya kara kütlesinin alçalarak denizin kara kütlesini
işgal etmesi olayıdır.
Traverten
: Genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında ve kalsiyum karbonatlı
suların yayılarak aktığı alanlarda, kirecin çökelmesi ile oluşan basamaklardır.
En güzel örnekleri Denizli-Pamukkale’dedir.
Tropikal
siklonlar: Tropikal kuşakta ani basınç düşmesi ile oluşan çok şiddetli
rüzgarlardır. Bu rüzgarlara Hurricane, Tornado, Kasırga,Hortum gibi isimler
verilir.
Troposfer
: Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.
Tsunami: Denizlerde meydana gelen volkanizma ve depremlerin etkisiyle oluşan
dalgalara Tsunami dalgası denir.
Tundra
: Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar,
otlar ve yosunlardır. Bu bitki örtüsüne tundra adı verilir.
Turunçgiller
(Narenciye) : Portakal, mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel
olarak turunçgil denir.
Tsunami
: Dalgalar.
Tüf
:Volkan püskürmesi esnasında çıkan volkan
küllerinden oluşan ince taneli kaya.
UU
Uvala
: Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden
daha büyük çukurluklardır. Uvaların düzensiz şekle sahip olması ve
tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları dolinlerden kolayca
ayırt edilmesini sağlar.
Uydu: Gezegenlerin etrafında dönen gök cisimleridir.Bunlarda güneş ışığı
yansıtarak görülürler.
Uzay: İçerisinde gök cisimleri bulunan sonsuz boşluktur.
ÜÜ
Üçüncü
Zaman (Neozoik) : Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce
sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl
sürdüğü tahmin edilmektedir.
Zamanın
önemli olayları : Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya
başlaması. Linyit havzalarının oluşumu. Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki
topluluklarının belirmeye başlaması. Alp kıvrım sisteminin gelişmesi.
Nümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışı. Üçüncü zamanı karakterize eden
canlılar nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur.
VV
Vadi
: Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan,
uzun çukurluklardır.
Vadi
buzulu : Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket eden
buzul türüdür.
Vadi
kaynağı: Vadi tabanlarından çıkan kaynaklardır.
Vaha: Çöllerde akarsu kenarları, kaynaklar veya kuyular çevresindeki
yeşillik (bağlık-bahçelik) alan.
Voklüz: Kalkerli arazilerde yer yüzüne çıkan kaynaklardır. En fazla Akdeniz
Bölgesinde görülür. Ör: Düden suyu Bu kaynakların en önemli özelliği sularının
bol miktarda kireç içermesidir.
Volkan
Bacası : Mağmanın yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yola volkan bacası denir.
Volkan
Konisi: Lav, kül, volkan bombası gibi volkanik maddelerin üst üste yığılması
ile oluşan koni biçimli yükseltiye volkan konisi, koni üzerinde oluşan
çukurluğa krater denir.
Volkanik
depremler: Volkanik faaliyet sırasında meydana gelen titreşim hareketlerine
denir. Türkiye'de aktif volkanlar olmadığı bu tür depremler görülmez
Volkanik
Göller : Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir. Krater gölü,
kaldera gölü ya da maar gölü gibi çeşitleri vardır.
Volkanik
Tüf : Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste yığılarak
yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir.
Volkanizma
: Yerin derinliklerinde bulunan magmanın patlama ve püskürme biçiminde
yeryüzüne çıkmasına volkanizma denir.
YY
Yağış
: Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri
veya buz parçacıkları şeklinde yere düşmesine denir.
Yağmur: Buluttaki su taneciklerinin 0°C’nin üzerinde yoğunlaşırsa yağmur adını
alır.
Yalıyar: Dağların kıyıya paralel uzandığı alanlarda dalgaların yamacın altını
oyması ve üst kısmın çökmesiyle oluşan yer şeklidir. Yurdumuzda Doğu ve Batı
Karadeniz kıyıları ile , Teke yarımadası, Taşeli Platosu ve Tekirdağ-İstanbul
arasında görülür.
Yamaç
yağışları : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda
oluşur. Dağlara çarpan ve yükselen hava her 100 metrede 0,5°C sıcaklık
kaybeder. Belli bir yerden sonra hava doyma noktasına ulaşarak yağışlar başlar.
Yağışlar belli bir yükseltiye kadar artar. Bu yükseltiden sonra ise azalır.
Yamaç yağışlarında yağışın en çok düştüğü yer dağların orta yükseltideki bölümleridir.
Muson Asyasında ve dağların denize bakan yamaçlarında yamaç yağışları yaygın
olarak görülür.
Yanardağ
: Mağmadan gelen ve yer kabuğundaki çatlaklardan püsküren lavların
yığılması sonucunda o bölgede dağlar oluşur. Bunlara yanardağ ya da volkan adı
verilir.
Yarma
Vadi (Boğaz) : Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi derinlemesine
aşındırması sonucunda oluşur. Vadi yamaçları dik, tabanı dardır. Akarsuyun
yukarı bölümlerinde görülür.
Yatık
yamaçlı vadi : Farklı aşınma sonucunda farklı yükseklikteki yamaçlara sahip olan vadi
tipidir. Akarsu yatağının eğiminin azaldığı yerlerde görülür.
Yayla
: Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak
amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir. Yaylalar dinlenmek amacıyla gidilen
yazlık sayfiye yerleri de olabilir.
Yengeç
dönencesi :Kuzey yarımkürede ekvatorun 23° 27'
kuzeyinden geçen enlem dairesi.
Yer
altı suları :Yağışlarla yer yüzüne inen suların
geçirimli tabakadan yer altına sızarak, yer altında oluşturdukları sulara yer
altı suları denir.
Yer
ekseni: Bir kutup noktasından diğer kutup noktasına kadar uzanan Dünyanın
içinden geçtiği kabul edilen izafi çizgidir.Dünya bu eksen etrafında batıdan
doğuya doğru döner.
Yerel
Saat : Bir noktada Güneş'in gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saate yerel
saat denir. Aynı boylam üzerindeki noktalarda yerel saat aynıdır. Herhangi bir
meridyenin Güneşin tam karşısına geldiği an, meridyen üzerindeki tüm noktalarda
yerel saat 12.00'dir.
Yerkabuğu: Dünyanın dış kısmı katı bir kabukla çevrilidir. Bu kabuk çeşitli
taşlardan oluşmuştur. Yer kabuğuna litosfer ya da taş küre de denir.
Yıldız
: Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk rüzgarlardır. Karadeniz kıyılarına
yağış bırakırlar. Kar yağışına neden olurlar. Karayel ile karışık estiğinde kar
fırtınaları görülür.
Yıldız
: Güneş gibi, kendiliğinden ısı ve ışık veren gök cisimlerine yıldız adı
verilir.
Yıldız
rüzgarı: Kuzeyden eser. Karadeniz üzerinden geldiği için soğuk ve nemlidir.
Karadeniz dağlarında yağış bırakır.
Yoğunlaşma
: Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesine
yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir.
Yoğuşma: Havada bulunan nemin su (yağmur), kar, dolu, kırç, kırağı, çiy haline
gelmesi. Yoğuşmanın olabilmesi için havada bulunan nisbi (bağıl) nemin % 100'ü
aşması gerekir. Havanın belli bir sıcaklıkta alabileceği maksimum nemin
üzerindeki kısım yağış halinde düşmektedir.
Yontukdüz: Akarsuların ve akarsularla birlikte diğer dış kuvvetlerin, yeryüzünü
aşındırması sonucunda deniz seviyesinde hafif dalgalı düzlükler oluşur. Bunlara
peneplen (yontukdüz) denir. Ülkemizin yeryüzü şekilleri 4. zamanın başlarında
toptan yükseldiği için, iç kısımlarda peneplen izlerini görmek mümkündür.
Yörünge
Düzlemi : Ekliptik.
ZZ
Zelzele: Deprem
Zemheri: Karakış
Zenit: Başucu noktası
Zenital
Yağmur :Başucu yağmurları
Zoocoğrafya
:Hayvanlar coğrafyası
Zoojen
kayalar: Organsal kayalar
Zühre: Çoban yıldızı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder