15 Mayıs 2014 Perşembe

GENEL FİZİKİ COĞRAFYA                       SÖZLÜĞÜ
   ÇİĞDEM                  YILMAZ                                            
AA
Açık Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir
Açısal Hız : Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır.
Ada: Deniz ya da göl suları ile çevrili küçük kara parçası.
Ada yayı: Kavisli yanardağ adaları hattı.
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Akaçlama veya drenaj havzası: Akarsuları oluşturan yani yüzeysel akıma geçen sularının toplandığı alandır.
Akarsu : Belirli bir kaynaktan doğan, yağmur ve kar suları ile beslenen ve arazinin eğimine göre akıp giden sulara akarsu denir.
Akarsu akımı (Debisi) : Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir
Akarsu havzası: Bir akarsuyun sularını topladığı bölgeye denir. Havzası en geniş olan akarsu Amazon’dur.
Akarsu hızı: Akarsuyun birim zamanda aldığı yoldur. (m / sn). Akarsu hızı Muline denilen bir araçla ölçülür.
Akarsu kaynağı: Akarsuyun doğduğu yerdir.
Akarsu rejimi : Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere rejim ya da akım düzeni denir.
Akarsu yatağı: Kaynakla ağız arasında uzanan, akarsuyun içinden aktığı çukurluktur.
Akarsu ağı: Akarsuların tüm kollarını kapsayan örgüdür.
Akım: Bir akarsuyun yatağının herhangi bir kesiminden geçen su miktarıdır. Akım miktarı genel olarak, genel olarak m3 / sn olarak ifade edilir.
Akış: Suyun akış şeklidir.
Alçak basınç: Genellikle hava basıncının 760 mm civa sütunundaki basıncından veya 1013 mb'dan az olduğu hava kütlelerinin basıncıdır.
Alizeler : 30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır. Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler. En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır.
Alpin: Alp dağlarına veya dağların yüksek kesimlerine ait olan orman-ağaç yetişme sınırının üstü.
Alpin bitkiler: Ağaç yetişme sınırının üstünde çoğunlukla otsu türlerden oluşan bitkiler.
Altimetre : Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.
Ana materyal: Temeli oluşturan malzemelerdir. Bu malzeme kaya olabileceği gibi, alüvyon gibi ince ve yumuşak malzemelerden de ibaret olabilir.
Andezit : Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Anemometre (rüzgar ölçer) : Rüzgarın hızını ölçmeden kullanılan alet.
Antiklinal: Kubbe şeklinde kıvrım yapan tabaka.
Antisiklon: Çevredeki basınca göre daha yüksek basınca sahip bölge.
Artçı şok: Şiddetli bir depremden sonra yeraltındaki kayaların yerlerine yerleşmelerinin yol açtığı hafif sallantı ve titreşimler.
Artezyen : Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır.
Artezyen kaynağı: Tekne biçimindeki iki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabakaya açılan bir sondaj ile suların püskürerek yer yüzüne çıkmasıdır. Diğer kaynaklardan ayrılan yanı beşeri faktörlerin etkisiyle yer yüzüne çıkmasıdır.
Asit yağmuru: Atmosferdeki kirlilik oluşturan maddeleri emmiş olan ve bu nedenle daha asidik hale gelen su damlalarını içeren yağmur. Bu terim, havadan yere düşen ve havayı kirleten kuru kirleticiler içinde kullanılır.
Aşınma: Kara yüzeyinin, yağmur, dalga, akarsu ve buz etkisiyle yavaşça yok olması.
Atmosfer : Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir.
Atmosfer Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.
Atmosfer olayı: Atmosferde meydana gelen yağmur, sis, rüzgar, bulut vb olaylara atmosfer olayı denir.
Ay tutulması: Ay Dünya’nın gölge konisinde veya yarı gölge konisinde bulunursa Dünya’dan Ay’ın tamamı ya da bir kısmı görülmez, bu olay ay tutulması olarak adlandırılır.
Aydınlanma çemberi: Dünyanın karanlık ve aydınlık olan bölümlerini ayıran sınırdır.
Ayrışma: Havadan etkilenen kayaçların çeşitli süreçlerden geçerek yıpranıp aşınması ve parçalanması olayı.
Aysberg (Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul parçaları deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
BB
Backwash: Bir dalganın kıyıda kırılmasından sonra kumsaldan aşağıya geri kayması olayı.
Bağıl Nem : Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.
Bağıl nem :Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına denir.
Balina çubuğu: Bazı balina ve köpekbalıklarının ağzında bulunan ve sudan planktonları ayırmaya yarayan sert kıllar
Bankiz : Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz kütleleridir.
Baraj gölü : Yapay su birikintilerine baraj gölü denir.
Barkan: Rüzgarların taşıdıkları kum ve tozları hilal şeklinde biriktirmesine denir. Çöllerde yaygın olarak görülür.
Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.
Barometre: Hava basıncını ölçmeye yarayan bir aygıt.
Basınç : Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının yükselmesini önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır.
Baskın rüzgar: Belli bir alanda rüzgarın en sık estiği yön.
Başkalaşma: Bir taşın mineral yapısı ve dokusunun sıcaklık, basınç veya her ikisinin etkisi ile kimyasal ve fiziksel yönden değişmeye uğramasıdır.
Başlangıç meridyeni: İngiltere'de Greenwich rasathanesinden geçen meridyen yayıdır.
Batı rüzgarları: Her iki yarımkürede tropikal yüksek basınç merkezlerinden 40-65° enlemlerine doğru esen sürekli rüzgarlardır.
Batolit :Yerkabuğuna sokulan asit magmanın oluşturduğu çoğunlukla kubbe biçiminde büyük kütledir.
Bazalt : Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır. Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir. Bazalt demir içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.
Besin ağı: Bitki ve hayvanların birbirlerine besin yoluyla bağlanmaları.
Besin zinciri: Beslenme ilişkileri yoluyla birbirlerine bağımlı olan canlı organizmalar zinciri. Bu zincirde yer alan her bir hayvan bir diğerinin besin, dolayısıyla da enerji kaynağını oluşturur.
Bindirme: Dağ oluşumu esnasında bir kütlenin diğer bir kütle üzerine abanması, onun üzerine yerleşmesidir.
Birikinti konisi: Dağ yamaçlarından düzlüğe inen akarsular, taşıdıkları materyalleri eğimin azaldığı yerlerde yarım koni şeklinde biriktirirler. Bu şekillere birikinti konisi denir. Akarsuların taşıdıkları maddeler ince ise, geniş bir alana yelpaze gibi yayılırlar. Bunlara da birikinti yelpazesi denir. Ülkemizde dağ eteklerinde, bu tip şekillere sıkça rastlanır.
Birikme: Denizlerin, akarsuların yada buzulların, çamur, kum yada çakılları, kumsal gibi maddeler meydana gelecek şekilde birikmesi süreci.
Birinci Zaman (Paleozoik) : Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Boğaz: Yarma vadi.
Boğaz vadi: Yüksek dağ sıralarını enine yarıp geçen akarsular bu tür vadiler oluştururlar. Vadilerin yamaçları oldukça diktir ve vadi dardır. Ülkemizde Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat vb nehirleri böyle vadilerden akarlar.
Bora : Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.
Botanik: Bitki bilimi. Bu bilim dalı, bitkilerin hücre yapılarından üremelerine kadar her türlü fizyolojik ve hayatsal faaliyetlerini inceler.
Boylam : Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir.
Boyun : Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de denir.
Bozkır : İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir.
Buharlaşma : Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe, basınç azaldıkça, buharlaşma artar.
Buzul: Yerçekiminin etkisiyle hareket eden buz kütlesi.
Buzul çağı: Dünya'nın yüzeyinin büyük bir bölümünün buzlarla kaplı olduğu belirli dönemler.
Buzul gölü: Yurdumuza bazı yüksek dağların üst kısmında görülür (Cilo, Sat, Ağrı, Tendürek, Süphan, Kaçkar, Uludağ, Erciyes, Bolkar, Aladağlar,Bey dağları gibi). Dünya üzerinde en fazla Kuzeybatı Avrupa’da görülür. Ayrıca Kanada’nın güneyi ile A.B.D’nin kuzeyindeki göller buna örnektir.
Buzul vadisi: Buzul aşındırması sonucu oluşan “U” şeklindeki vadilerdir. Akarsu vadilerine göre boyları kısadır ve sürekli iniş göstermezler (inişli –çıkışlıdır).
Buzullararası dönem: Quaterner de günümüzden daha sıcak ve daha yağışlı olan dönemdir.
CC
Cephe: Farklı karakterdeki iki hava kütlesinin karşılaşmış olduğu hat.
Cephe yağışları: Farklı özellikteki hava kütlelerinin karşılaştığı yerlere cephe denir. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında meydana gelen yağışlardır. Karşılaşma alanlarında sıcak hava soğuk havanın üzerinde yükselir. Sıcak hava hem yükselerek hemde soğuk havaya sürtünerek sıcaklık kaybeder. Bu oluşumun gerçekleştiği yerlerde cephe yağışları oluşur.
Cezir: Ay'ın çekimine bağlı olarak deniz seviyesinin çekilmesi, alçalmasıdır.
Civalı Barometre: Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur. Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir. Cıvalı barometre camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir.
Coğrafi Bölge : Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır.
Coğrafi Bölüm : Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık gösteren küçük birimlerdir.
Coğrafi Konum : Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi konumu denir. Coğrafi konum, matematik konum ve özel konum olarak iki şekilde ifade edilir.
Coğrafya: Doğal, sosyal ve ekonomik etkinliği bulunan varlık yada olayların oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini belli ölçülerde inceleyen bilimdir.Bu tanımıyla coğrafya, hem doğal hem de sosyal bilimler içinde yer alır.
ÇÇ
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Çakmaktaşı (Silex) : Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur.
Çay : Derelerin birleşmesiyle oluşan akarsulara çay denir.
Çekirdek : Dünya'nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım erimiş haldedir.
Çığ : Büyük kar yığınlarının yamaç boyunca hareket etmesine çığ denir.
Çiy : Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz aylarında görülür.
Çizgi (grafik) Ölçek : Haritalardaki küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe göre düzenlenir ve santimetre (cm)'nin üstündeki tüm uzunluk birimleri kullanılır.
Çizgisel Hız : Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim zamanda eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel hız, dünyanın küreselliği nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru azalır.
Çökme Dolini : Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir. Çökme dolinleri, derinliklerinin fazla oluşu, yamaçlarının eğimli oluşu ve tabanlarındaki iri bloklar halinde maddeler bulunması nedeniyle erime dolinlerinden kolayca ayırtedilirler.                                                                       DD
Dağ : Çevresine göre yüksek olan inişli çıkışlı yer şekilleridir.
Dağ eteği ovası: Dağ eteğinde, eğimin azaldığı yerlerde meydana gelen birikinti konileri ve birikinti yelpazelerinin zamanla yanlara doğru büyüyerek birleşmeleri sonucu oluşan ovalardır. Bursa ovası, Uludağ’ın eteğinde oluşmuş bir dağ eteği ovasıdır.
Dağ içi ovası: Dağ içlerinde eğimin azaldığı yerlerde, akarsuyun taşıdığı malzemeleri biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir.
Dalgalar : Dalgalar, deniz ve göllerdeki kuzey sularının periyodik salınımlarıdır. Dalga oluşumunun temel nedeni rüzgarlardır. Deniz yüzeyini yalayarak esen rüzgarlar, sürtünme nedeniyle durgun sulara hareket kazandırır. Deniz yüzeyi pürüzlenir ve sürekli biçim değiştirir. Deniz yüzeyinin salınım hareketine dalgalanma deniz yüzeyinde beliren pürüze dalga denir.
Dalmaçya kıyı tipi: Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur. Ör:Adriyatik denizinde Dalmaçya kıyıları (eski Yugoslavya kıyıları). Yurdumuzda Antalya- Kaş kıyıları buna örnektir.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için yapılmış yerleşmelerdir.
Dam : Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme biçimidir. Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık süre için köylerinden ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan sonra, tekrar köylerine dönerler.
Debi : Bakınız : Akarsu Akımı.
Delta : Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyal ovalardır. Deltalar, taban seviyesi ovalarının bir çeşididir. Onlardan ayrılan yönü biriktirmenin deniz içinde olmasıdır.
Delta ovası: Akarsuların taşıdıkları malzemeleri, deniz içerisinde biriktirmesi sonucu üçgene benzeyen düzlükler meydana gelir. Bunlara delta ovası adı verilir.
Denge profili: Akarsuların derine aşındırmasıyla yatak eğimi gittikçe azalır. Zamanla akarsuyun akış hızı azalarak hemen hemen sona erer. Bu duruma erişmiş bir akarsu yatağında başlangıçtaki pürüzler ortadan kaldırılmış olur. Akarsu ağzından kaynağına doğru uzanan profil iç bükey bir görünüm alır ki buna denge profili denir.
Deniz : Okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz denir. Denizler okyanuslarla bağlantılarına göre ikiye ayrılır.
Denizlerin Ortalama Derinliği : Denizlerin ortalama derinliği 4000 m dir. Dünya’nın en derin yeri olan Mariana Çukuru deniz seviyesinden 11.035 m derinliktedir.
Deprem : Yerkabuğunun derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve titreşim hareketleridir. Yeryüzünün belirli yerlerinde sıklıkla deprem görülür. Buralara deprem kuşakları denir.
Deprem odağı: Depremin oluştuğu, yani yeraltında biriken enerjinin çıktığı nokta.
Dere : Suyu az, boyu kısa olan akarsulara dere denir.
Derin Deniz Çukurları : Sima üzerinde hareket eden kıtaların, birbirine çarptıkları yerlerde bulunur. Yeryüzünün en dar bölümüdür.
Derin Deniz Platformu : Kıta yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş bölümüdür.
Dev kazanı: Çağlayan ve çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa, derin oyuklar oluşur. Bu oyuklara dev kazanı denir.
Dış gezegen: Güneş’e dünyadan daha uzak olan gezegendir.Güneş sistemi içerisindeki gezegenlerden; Güneş’e en yakın olanı Merkür, en uzak olanı Plütondur.En büyük olanı Jüpiterdir.Jüpiter henüz soğuyamamış gaz kütlesi halindedir.
Divan: Bir köyü oluşturan, birbirinden uzakta kurulmuş mahallelerdir.
Doğal bitki örtüsü : İklim şartlarına göre, kendiliğinden yetişen bitkilerin oluşturduğu örtüye doğal bitki örtüsü denir.
Doğal set gölleri: Göl oluşumuna elverişli olan çanakların açık kısımları varsa ve bu kısımlar çeşitli olaylarla tıkanırsa set gölleri oluşur.
Dolin : Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime çukurluklarıdır. Genellikle derinlikleri az, genişlikleri fazladır. Türkiye’de özellikle Toroslar’da dolinler yaygın olarak görülür. Halk arasında kokurdan, koyak, tava gibi adlar verilir. Volinler oluşum şekillerine göre iki gruba ayrılır :
Dolu: Bulutlardaki su damlacıklarının, bulut içinde aniden yükselerek - °C’lerde donmasıyla oluşan buz parçalarına dolu denir.
Don Olayı : Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal bölgelerde don olayı sık görülür.
Doruk : Dağın en yüksek yerine doruk (zirve) denir.
Doruk çizgisi: En yüksek tepeleri birleştiren çizgi. Akarsu havzalarında akarsu havzalarını birbirinden ayıran yüksek noktalardan geçen çizgiye "su bölümü çizgisi" denmektedir.
Dönence: Gök ekvatorunun 23° 27' kuzey ve güneyinden geçen paralel (enlem) daireleridir. Ekvatorun kuzeyinden geçen bu enleme yengeç, güneyinden geçene ise oğlak dönencesi denir.
Dördüncü Zaman (Kuaterner) : Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır.
Drenaj: Suyun akıtılması, kurutulması.
Drenaj kanalları: Özellikle taban suyu seviyesinin yüksek olduğu bataklıklarda suyun akıtılması için yapılan kanallar.
Düden : Kalkerli arazide erime ile oluşan daire biçimli kapalı çukurluklara düden denir. Düdenler yer altı sularını birbirine bağlayan kanallardır. Düdenlere halk arasında su çıkan, su batan gibi adlar da verilir.
Dünya : Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden biridir ve Güneş'e olan uzaklığı bakımından 3. Sırada bulunur.
Dünyanın Yıllık Hareketi : Dünya ekseni çevresinde hareket ederken aynı zamanda saat ibresinin tersi yönde, Güneş'in çevresinde de döner. Bu hareketini elips bir yörüngede 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna 1 Güneş yılı denir. Dünya'nın yıllık hareketi sırasında, Güneş'in çevresinde çizdiği yörünge düzlemine ekliptik denir. Yörünge şeklinin elips olması nedeniyle Dünya yıllık hareket sırasında Günöte - Günberi konumuna gelir.
EE
Ekinoks: Yıl içinde gece ile gündüzün eşit olduğu zaman. Bu zamanda Güneş ışınları ekvatora dik gelmektedir. 21 Mart-23 Eylül günleri).
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir.
Ekliptik düzlem: Güneşin etrafında dönen Dünyanın elips şeklinde çizdiği yörüngeden geçtiği kabul edilen yatay düzlemdir.
Ekoloji: Canlı ile ortam arasındaki ilişkileri inceleyen bilimdir. İnsan ekolojisi, hayvan ekolojisi, bitki ekolojisi gibi. İnsan ekolojisi, insanla ortam arasındaki ilişkileri inceler. Ekolojinin ana ögelerini, iklim, yeryüzü şekilleri, ana materyal, toprak, canlılar (bitki, hayvan ve insan) teşkil etmektedir. Dolayısıyla ekolojinin birçok unsurları coğrafyanın içinde ve inceleme alanı dahilinde bulunmaktadır.
Ekonomi Haritaları : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün ekonomik özelliklerini gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla endüstri kuruluşlarının türü, sayısı, dağılışı, çalışanların sayısı hakkında bilgi edinilir.
Eksfoliasyon: Sıcaklık değişmeleri ve kimyasal ayrışma olayları sonucunda kaya kütlelerinin ince katlar halinde soğan zarları şeklinde soyulması.
Eksosfer (Jeokronyum) : Atmosferin en üst tabakasıdır.
Ekvator: Yeryuvarlağının eksenine dik olarak geçtiği kabul edilen en büyük daire.
Ekzosfer: Atmosferin en dış sınırıdır. Çok seyrelmiş iyonlardan oluşmuştur.Bu tabakada yükseldikçe iyonların oranı azalarak uzay boşluğuna geçilir. Ekzosfer tabakasına gelen Güneş ışınlarının değerine “solar konstantı veya Güneş sabitesi” denir. Bu enerji çok yüksektir. Isıya dayanıksız olan metalleri kısa sürede eritebilir. Ancak Ekzosferde Güneş enerjisini tutabilecek ortamda gaz olmadığından uzay gibi bu tabakada soğuktur.
Endemik bitki:Jeolojik dönemlerde geniş alanlara yayılan ve fakat iklim değişmeleri, kıta kütlesinin parçalanması sonucu yayılma alanı daralarak belli yerlere çekilen ve bu sahada bulunan bitki. Örnek olarak sığla ağacı (Luquidambar orientalis) 3. jeolojik zamanda Çin'e kadar yayılmış iken, bugün ancak Köyceğiz gölü çevresinde bulunmaktadır
Enlem : Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç paraleli olan Ekvator'a uzaklığının açısal değeridir.
Epirojenez : Karaların toptan alçalması ya da yükselmesi olayına epirojenez denir.
Epirojenik hareket: Bir kütlenin bir bütün halinde yükselme veya alçalma hareketi.
Episantr: Depremin oluştuğu odak noktasının yer yüzeyine dikey olarak ulaştığı nokta veya depremin yeryüzündeki odak noktası.
Erozyon : Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgarların ve buzulların etkisiyle süpürülmesine erozyon denir.
Eş Aralık : İzohips Aralığı.
Eş yükselti Eğrisi : İzohips Eğrisi.
Evren: Madde ve enerjiden oluşan başı ve sonu olmayan sistemdir.
FF
Falez (Yalıyar) : Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir çentik açar. Buna dalga oyuğu denir.
Fauna: Bir ortamda bulunan tüm hayvani canlıların sistematik sınıflandırılmasını kapsar.
Fay : Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan basınç ve gerilme kuvvetleriyle blokların birbirine göre yer değiştirmesine fay denir.
Fay atımı: Fay çizgisi boyunca hareket eden kütlelerin birbirlerine göre kayma miktarları. Örnek olarak fayın yatay atımı 20 m denildiğinde, kırılma sonucunda kütlenin birisinin diğerine göre 20 m yatay yönde yer değiştirmiş olduğu anlaşılır.
Fay aynası : Fay oluşumu sırasında yükselen ve alçalan blok arasındaki yüzey kayma ve sürtünme nedeniyle çizilir., cilalanır. Parlak görünen bu yüzeye fay aynası denir
Fay çizgisi: Kırılmanın olduğu çizgisel hat veya doğrultu.
Fay kaynağı: Fay hattı boyunca yeryüzüne çıkan kaynaklardır. Halk arasında bu kaynaklara ılıca, kaplıca,çermik, içme ve maden suları denilmektedir. Ör: Manisa (Kurşunlu, Urganlı, Alaşehir, Demirci), Denizli (Pamukkale, Sarayköy, Buldan), Kütahya (Simav),Balıkesir (Edremit, Gönen), Sivas (Balıklı Çermik) gibi merkezlerde vardır. Bu yerlerin ortak özelliği yer yapılarının özelliğidir.
Fenoloji :Bitkilerin bir yıl içindeki tomurcuklanma, çiçek açma, yapraklanma, meyve verme, yaprak dökme vs gibi hayatsak faaliyetlerinin iklimle olan ilişkilerini kapsayan bir bilim dalı.
Fiyord: Glasyal vadilerin denizle işgal edilmesi ile oluşan çok girintili çıkıntılı, tekne şeklinde koyların olduğu kıyılar. Bu kıyılar Norveç ve Grönland'da yaygındır.
Fiyort tipi kıyılar: Buzul vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır. Bu kıyılara en iyi örnek İskandinav Yarımadasındaki kıyılar gösterilebilir.
Fiziki Haritalar : Yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da büyük ölçekli haritalardır..
Fizyolojik nüfus yoğunluğu: Bir ülke veya bölgedeki toplam nüfusun tarım topraklarına bölünmesiyle ortaya çıkan yoğunluğa fizyolojik nüfus yoğunluğu denir.
Flora: Bir ortamda yaşayan tüm bitkisel canlıların sistematik sınıflandırılmasını kapsar.
Flora bölgeleri: Bitkilerin ilk çıktığı kaynak ve yayılma alanları.
Formasyon: Bir jeolojik dönemde oluşmuş tabaka dizisi. Miyosen formasyonu gibi veya bir topluluğun tamamı, orman formasyonu gibi.
Fosil : Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir.
Föhn rüzgarları: Bir dağ yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları denir. Bu rüzgarların oluşmasında yer şekilleri etkilidir. Rüzgarlar geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşırlar. Föhn rüzgarları bu  genellemeye uymaz. Türkiye’de Kuzey Anadolu dağları ile Toros’larda etkilidir.
Fön olayı: Dağlık kütleden sarkan hava kütlesinin çevreden sıcaklık alış-verişi olmaksızın sıkışması ile havanın ısınmasıdır. Fön olayının meydana gelişinde hava kütlesi her 100 metre alçaldığında 1°C kadar sıcaklığı artar.
GG
Galaksi : Yıldız kümesine galaksi denir.
Galeri Ormanları : Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50-100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır.
Garig: Akdeniz Bölgesinde çalı (maki) örtüsünün tahrip edildiği yerlerde dizboyu yüksekliğinde olan çalı vejetasyonu.
Gayzer : Volkanik yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynaklardır.
Geçici akarsu: Yatağında her zaman su bulundurmayan, bazen kuruyan akarsudur.
Geçit : Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren bölümlerine geçit denir.
Gel – Git : Ay’ın ve Güneş’in çekim gücünün etkisiyle Dünya’daki su kütlelerinin alçalması ve yükselmesi olayıdır.
Gel-git akıntıları: Denizlerdeki seviye değişmelerine bağlı olarak özellikle koy ve körfezler dahilinde oluşan akıntılar.
Geoid: Yeryuvarlağının kendine has olan görünüşü. Geoid yüzeyi, ortalama deniz yüzeyi seviyesinde uzanmakta olup, çekül doğrultusuna diktir.
Gerçek alan: Yeryüzü şekillerinin tüm engebeleri ile hesaplanan alanıdır.
Gerçek izoterm haritaları: Yükseltinin etkisi dikkate alınarak çizilen sıcaklık haritalarıdır.
Gezegen : Güneş etrafında dönen büyük gök cisimlerine gezegen denir.
Gnays : Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Göçler : Nüfusun geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Eğer değiştirilen yer ülke içinde olursa buna iç göç denir. Göçler, hızlı nüfus artışının doğal bir sonucudur. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır.
Göktaşı : Yeryüzüne düşen meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
Göl : Karalar üzerindeki çukur alanlarda birikmiş ve belirli bir akıntısı olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Göller tek tek bulundukları gibi yan yana birden fazla da bulunabilirler. Göllerin yan yana bulundukları bölgelere göller yöresi denir.
Gölge yönü: Dönenceler dışında kalan yerlerde bir cismin öğle vakti gölgesi Kuzey yarımkürede kuzeye, Güney yarımkürede güneye düşer.Dönenceler arasındaki yerlerde ise Güneş ışınlarının geldiği yönün tam tersine düşer.
Graben: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile alçakta kalan kütleye denir. Ege Bölgesindeki Büyük ve Küçük Menderes, Gediz olukları birer grabendir.
Grafik Ölçek : Çizgi ölçek.
Granit : İç püskürük bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir. Taneli olması nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan granit kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir.
Guyot :Üstü adeta bıçak gibi kesilmiş, yani düz olan deniz altı tepesi. Deniz tabanının çökmesine paralel olarak adalar, deniz seviyesine yaklaştığında dalgalar tarafından aşındırılarak düzleşir ve daha sonra bu düzleşen ada deniz tabanı çökmeye devam ettiği için su altında kalır.
Günberi (Perihel) : Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı döndüğü gündür. Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir.
Güneş Enerjisi : Güneş’in yapısındaki hidrojen atomlarının helyuma dönüşmesi sırasında, enerji açığa çıkar. Buna güneş enerjisi denir.
Güneş tutulması: Ay’ın Dünya ile Güneş arasında bulunduğu zaman Güneş’in Dünya’dan görülmemesi veya kısmen görülmesi olayına güneş tutulması denir.
Günöte (Aphel) : Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.
HH
Habitat: Belli bitki ve hayvanların barındığı doğal ortam. Coğrafi açıdan ekvatoral ormanlar, ılıman kuşak vs gibi ana doğal birimlerin her biri bir habitat'tır.
Haliç tipi kıyılar: Gel-git olayının etkisiyle akarsu ağızlarında oluşan kıyılardır. Kuzeybatı Avrupa kıyılarındaki önemli limanlar buna örnektir. Yurdumuzda yoktur.
Hamada: Çöllerdeki aşırı aşındırma sonucu çöl zeminindeki kayaç ortaya çıkar. Buna hamada veya kayaçölü denir.
Hamsin: Mısır’dan Akdeniz’in doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.
Harita : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir
Harita Anahtarı (Lejant) : Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı işaretler kullanılır.
Harita Ölçeği : Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır. Diğer bir deyişle, gerçek uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme oranıdır.
Hava durumu: Atmosfer olaylarının kısa süreli değişmesine hava durumu denir.
Hava kütlesi: Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından benzer özellikler gösteren geniş parçalarına hava kütlesi denir.
Heyelan : Toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yerlerden aşağılara doğru kayması ya da düşmesine toprak kayması ve göçmesi denir. Ülkemizde bu olayların tümüne birden heyelan adı verilir. Yerçekimi, yamaç zemin yapısı, eğim ve yağış koşulları heyelana neden olan etmenlerdir.
Hız çizgisi: Akarsu hızının en fazla olduğu noktaları birleştiren çizgidir.
Hidrograf: Bir akarsuyun belli bir kesiminde suyun yıl içinde veya belli bir zamandaki akım durumunu gösteren grafik.
Hidrografya: Okyanus, deniz ve göllerin oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceler.
Hidrografya Haritaları : Bir bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı suları, kaynaklar) hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla akarsuların drenaj tipi, akım miktarı, kanallar, göl sularının özellikleri, yeraltı sularının türü, kaynakların türü sayısı ve verimlilik derecesi hakkında bilgi edinilir.
Hidroloji : Suyun özelliklerini inceleyen bilim dalına hidroloji denir.
Hidrosfer: Su küre.
Higrometre: Nemliliği ölçen alete de higrometre denir.
Hiposantr: Depremin iç merkezi (odağı)
Hipsografik Eğri : Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir.
Horizon: Fiziksel ve kimyasal yönden değişik olan toprak katları. Üst horizon, alt horizon, A horizonu, B horizonu gibi.
Horst: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile yüksekte kalan kütleye denir. Ege Bölgesinde Bozdağ ve Aydın dağları, faylanma sonucu yüksekte kalan birer horsttur.
Hörgüç kaya: Farklı aşınma sonucu oluşan ve deve hörgücüne benzeyen kayalardır.
Humus: Bitki artıklarının toprakta birikmesiyle oluşan, koyu renkli organik maddeye humus denir. Humus, kayaların ufalanması veya ayrışmasında etkili değildir. Toprağa verimlilik kazandıran bir maddedir.
II
Ilgım: Serap, özellikle çöllerde ve bozkırlarda, gerçeğe uymayan, az çok uzaklarda beliren su birikintisi yada gölcük, suda yansıyan ağaçlar ve evlerden oluşan ışıksal görüntü.
Irmak : Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
Irmak Ağzı Limanları: Denizlere dökülen kimi ırmakların ağız kesimlerinde kurulmuştur. Büyük çoğunluğu açık deniz gemilerininde girebileceği derinlik ve genişliktedir.
Işık Yılı: Astronomide kullanılan uzunluk (uzaklık) birimidir ve ışığın bir yılda aldığı (geçebildiği) yola eşittir. (300.000 x 60 x 60 x 24 x 365.4 = 9460.5 milyar km)
İİ                   
İç Deniz : Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine sokulmuş denizlere denir. Örnek : Akdeniz, Kızıldeniz, batlık Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Azak Denizi
İç püskürük kayalar: Magmadan gelen lavların yer yüzeyine çıkmadan kabuk tabakasının içerisinde soğuyarak yerleşmesi ile oluşan kayalardır.
İç gezegen: Dünya ile güneş arasında bulunan Merkür ile Venüs gezegenleridir.Bu gezegenler güneş’e dünyadan daha yakındır.Kütleleri dünyadan küçüktür.
İklim : Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir.
İklim elemanları: Bir yerin iklimini orada etkili olan sıcaklık, atmosfer basıncı, rüzgarlar, nem ve yağış gibi faktörler oluşturur.Bunlara iklim elemanları denir.
İklim bölgeleri: Belli özellikte iklim şartlarının hüküm sürdüğü sahalara göre ayrılan iklim bölgeleridir. Ekvatoral iklim, Akdeniz iklimi, Ilıman Okyanusal iklim gibi.
İkinci Zaman (Mezozoik) : Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve ammonitler bu zamanın sonunda yok olmuşlardır.
İlkel Zaman : Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
İndirgenmiş Sıcaklık : Yeryüzünde sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren haritalar çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır. Bir yerin yükseltisinin sıfır (0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir. Bir yerin indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık farkı hesaplanır. Bu fark o yerin gerçek sıcaklığına eklenir.
İyonosfer : Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği atmosfer katmanıdır.
İzdüşüm alan: Engebe faktörü ortadan kaldırılarak(yani yükseltinin 0 metre kabul edilmesi)hesaplanan alandır.Örneğin;Türkiyenin gerçek alanı:814.578 km 2 ,izdüşüm alanı ise:780.576 km 2’dir.
İzobar : Eşbasınç eğrisi.
İzobath eğrisi : İzohips Eğrisi.
İzohips Aralığı (Eş Aralık) : İzohipsler haritaların ölçeğine uygun olarak belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir. Bu aralığa izohips aralığı ya da eş aralık denir.
İzohips (Eş yükselti) Eğrisi : Deniz seviyesinden aynı yükseklikteki noktaları birleştiren eğriye eş yükselti (izohips) eğrisi, aynı derinlikteki noktaları birleştiren eğriye eş derinlik (izobath) eğrisi denir.
İzoseist: Eş deprem eğrisi.
İzostasi: Kara kütlesini oluşturan kabuk tabakasının yoğunluğu ve kalınlığına göre magmaya batmasıdır. Bu bakımdan az yoğun olan kıta kabuğu magmaya daha az batarken, yoğun olan Okyanusal kabuk daha fazla batmaktadır. Bu duruma göre, aşınarak ağırlığını kaybeden kütleler yükselirken, birikme veya volkanizma sonucu ağırlaşan kütlelerde magmaya batmaktadır. Bu batma durumuna göre magma yüzeyinde bir denge oluşur, buna "izostatik denge" denir.
İzoterm: Eş sıcaklık eğrisi.
İzoterm Haritaları : Bir bölgede, eş sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğriye izoterm denir. 
JJ
Jeoantiklinal: Jeosenklinallerde, yani derin deniz çanaklarında biriken tortulların sıkışması sonucu deniz veya okyanus üzerine çıkan kısmı.
Jeofizik: Yer fiziği ile uğraşan bilim dalı.
Jeoloji : Yerkürenin yapısını, yaşını ve özelliklerini araştıran bilim dalına yer bilimi jeoloji denir.
Jeolojik zamanlar : Yerkürenin, oluşmaya başladığı andan bu güne kadar geçirdiği devrelere Jeolojik zaman denir. Dünya’mızın 5-6 milyar yıl yaşında olduğu tahmin edilmektedir.
Jeomorfoloji: Yerşekillerinin oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceleyen bilimdir.
Jeomorfoloji Haritaları: Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeosenklinal : Akarsular, rüzgarlar ve buzullar, aşındırıp, taşıdıkları maddeleri deniz ya da okyanus tabanlarında biriktirirler. Tortullanmanın görüldüğü bu geniş alanlara jeosenklinal denir.
Jeomorfoloji Haritaları : Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeoterm Basamağı : Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir.
Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
KK
Kainat :Madde ve enerjiden oluşan başı ve sonu olmayan sistemdir.
Kaldera :Volkan konisinin tepe kısmının çökmesi ile oluşan çukur alan.
Kalkan: Yerkabuğunun en eski kısımları olup, bu sahalar genellikle Paleozoik, Alt paleozoik'e ait olup başkalaşım kayalarından ibarettir.
Kalker (Kireçtaşı) : Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
Kanyon: Akarsu ve buzul tarafından yatay tabakalı arazilerde açılmış "U" şeklindeki vadilerdir.
Kanyon vadi: Yamaçlardaki farklı aşınma sonucu, basamaklı bir biçimde oluşan vadi tipidir. Yamaçlar oldukça dik ve derindir. Genellikle kolay aşınabilen kalın kalker tabakaları içerisinde oluşurlar.Ülkemizde pek yaygın değildir. Akdeniz Bölgesindeki Göksu vadisinde kanyonlar görülür.
Kapalı Havza : Sularını denize ulaştıramayan havzalara kapalı havza denir.
Kar: Yoğunlaşma 0°C’nin altında gerçekleşirse, buz kristallerine dönüşür. Bu oluşuma kar denir.
Karaların Ortalama Yüksekliği : Karaların ortalama yüksekliği 1000 m'dir. Dünya’nın en yüksek yeri deniz seviyesinden 8840 m yükseklikteki Everest Tepesi’dir.
Karasallık: Denizlerden kıtaların iç kesimlerine doğru gidildikçe, havadaki su buharı miktarı azalmaktadır. Buna bağlı olarak, Güneş'ten gelen enerji, su buharı tarafından tutulmadığı için yazın fazla ısınmakta, kışın ise fazla soğumaktadır. Dolayısıyla kıtaların iç kısmı, deniz kenarlarına nazaran yazın sıcak, kışın soğuk geçmektedir. Karasallık derecesi de sahillerden iç kesimlere doğru gidildikçe artmaktadır.
Karayel : Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.
Karstik Göller : Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
Karstik kaynak: Kalkerli arazilerde yer yüzüne çıkan kaynaklardır. En fazla Akdeniz Bölgesinde görülür. Ör: Düden suyu Bu kaynakların en önemli özelliği sularının bol miktarda kireç içermesidir.
Karstik arazi: Kireçtaşından oluşmuş arazi.
Kesir Ölçek : Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
Keşişleme: 30° enlemi çevresindeki dinamik Y.B.’ın etkisi sonucu oluşur. Suriye çölünden Güneydoğu Anadolu’ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde kurutucu etkisi vardır.
Kırağı : Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir.
Kırç : Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.
Kırgıbayır : Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırgıbayır (badlans) denir.
Kıta : Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta denir.
Kıta Platformu : Derin deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı ovaları arasındaki en geniş bölümdür.
Kıta Sahanlığı : Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m derine kadar inen bölüme kıta sahanlığı (şelf) denir. Şelf kıtaların su altında kalmış bölümleri sayılır.
Kıta Yamacı : Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.
Kıvrılma: Tortul ve diğer kayaların, yerkabuğunda meydana gelen sıkışmalar sonucunda asli durumlarının bozularak çeşitli şekillerde kıvrılması.
Kıvrım: Dağ oluşum hareketleri ile özellikle tortul tabakaların sıkışmaları ile çeşitli yönlere doğru eğilip bükülmeleri. Derin denizlerde biriken tortulların kıvrılarak yükselmesi ile kıvrımlı dağlar oluşmaktadır.
Kıyı kordonu: Kıyı oklarının koy ve körfezin ağız kısmını kapatacak kadar büyümesiyle oluşan yer şeklidir.
Kıyı oku: Dalgaların taşıdığı malzemeleri deniz içinde veya kıyıya paralel bir şekilde biriktirmesiyle oluşan yer şeklidir.
Kiltaşı (Şist) : Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Klimatoloji: Atmosferin, atmosfer olaylarının ve iklim tiplerinin oluşum, özellik, dağılış ve etkilerini inceleyen bilimdir.
Kom : Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir.
Konveksiyonel Yağış : Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
Kömür : Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar. C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise taş kömürü, C miktarı % 94 ise antrasit adını alır.
Kör (Çıkmaz) Vadi : Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.
Krater : Yanardağların püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan bacası ve bunun ağzına krater denir.
Kroki : Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
Kuaterner Zaman : Dördüncü Zaman.
Kum adacıkları :Akarsu eğiminin azaldığı ve yatağın genişlediği yerlerde, taşınan alüvyonlar ve kumlar küçük adacıklar şeklinde biriktirilir. Bunlara kum adacıkları denir.
Kumsal : Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara kumsal denir.
Kumtaşı (Gre) : Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kumullar : Rüzgarların taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek yapıya sahip olan kumullar sürekli yer değiştirmektedirler. Orta Asya çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise barkan adı verilir.
Kuraklık Sınırı : Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini, sulamaya duyulan gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin olduğu bir yerde sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir.
Kutup daireleri: Güneş ışınlarının Yengeç ve Oğlak Dönencelerine dik geldiği tarihlerde Güneş ışınlarının teğet geçtiği yerlerdir. Bu dairelerden sonra kutuplara doğru gün düzeni bozulur. Gece ile gündüz süreleri 24 saati aşmaya başlar.
Kutup noktaları: Yer ekseninin Kuzey yarımküredeki ucuna kuzey, Güney yarımküredeki ucuna ise Güney kutup noktası denir.
Kutup rüzgarları :Kutuplardaki Termik Y.B alanlarından 60 enlemlerindeki Dinamik A.B merkezlerine doğru esen rüzgarlardır. *60 enlemlerinde Batı Rüzgarları ile karşılaşarak cephe oluşumuna neden olurlar.
Kuyruklu yıldız: Güneş sistemi içinde yer alan ve etrafında irili ufaklı taşlar, gaz ve toz tabakası bulunan gök cisimleridir.
Kuyu suları : Kuyular açılarak yeraltından çıkarılan sulara kuyu suları denir.
Kümülüs bulutları: Isınan havanın yükselerek soğuması sonucu oluşur. Bulutu oluşturan su taneciklerinin yoğunlaşması aynı seviyede başladığı için alt kısımları düzdür. Sütun veya pamuk yığınına benzeyen bulutlardır. Genellikle sıcak dönemlerde görülürler.
Kütle hareketleri: Toprak akması, heyelan, çamur ve taş akması gibi tüm arazi üzerindeki akma-kayma olaylarıdır.
LL
Lakolit: Asit magmanın kabuk tabakasına sokulması ile oluşan, batolitten küçük olan çoğunlukla kubbe biçimindeki volkan kütlesi.
Lapya : Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır.
Lav : Volkanlardan çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye lav denir.
Lejant : Harita Anahtarı.
Limanlı kıyılar: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezlerin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Litosfer : Taşküre.
Lodos: Kuzey Afrika’daki Y.B. ve Hazar denizindeki A.B. sonucu oluşur. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkilidir. Akdeniz’den geldiği için nemli ve sıcaktır. İç kesimlere sokulurken yükseltinin etkisi ile soğuyarak yağışa neden olur. Kış mevsiminde etkili olduğu bölgelerde, sıcaklığı arttırarak kar erimelerine neden olur.
Lös: Rüzgarlar tarafından taşınan küçük kum ve mil boyutundaki malzemelerin birikmesi ile oluşmuş, çoğunlukla sarımsı, gözenekli, kolay ufalanan depo.
MM
Maar: Volkan alanlarında kabuk tabakasında sıkışan gazın üstündeki kütleyi patlatması-parçalaması ile oluşan çapları birkaç yüz metre ile birkaç km arasında değişen çanak. Ayrıca maar, lavların sulu bir alanı kaplaması ile altta buharlaşan suyun üstteki lav örtüsünü patlatması ile de oluşmaktadır.
Mağara : Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları en ünlüleridir.
Mağma : Yer kabuğunun altında bulunan sıcak ve sıvı katmana mağma denir.
Maki : Her mevsim yeşil kalan kısa boylu çalı ve ağaçlardan oluşan bitki örtüsüdür.
Maksimum Nem (Doyma Miktarı) : 1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır.
Mantarkaya: Rüzgarlar sürükledikleri veya savurdukları taneleri yüzeylere çarparak aşındırma yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine mantarkaya adı verilir.
Manto : Dünya'nın Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır.
Masif: Çoğunlukla metamorfizmaya uğramış sert kütle. Istranca masifi, Menderes masifi gibi.
Matematik Konum : Dünya üzerinde bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi için, o noktanın Ekvator'a ve başlangıç meridyenine olan uzaklığının bilinmesi gerekir. Bunun için enlem ve boylam kavramlarından yararlanılır.
Med: Gel-git olayında denizin yüksek veya kabarık seviyesi.
Meltem: Kara ve deniz, dağ ile vadi arasındaki hava basıncı farkından doğan yerel rüzgar. Deniz meltemi, Ege Bölgesinde, yazın ve geceleyin karadan denize, kara meltemi ise gündüzleri, öğleden sonra denizden karaya doğru esmektedir.
Menderes: Akarsular, eğimlerinin azaldığı yerlerde kıvrılarak akarlar. Hem aşındırma, hemde biriktirme sonucunda, bu kıvrımlar daha da genişleyerek menderesleri oluştururlar. Menderesleri dışbükey kısımlarına Çaprak denir. Buralarda akarsu, yatağını yana doğru aşındırır. Aşındırdığı materyalleri içbükey kısımlarda biriktirir. Bu kısmada yığınak adı verilir.
Mercan: Sıcak, tuzlu ve berrak denizlerin sığ kısımlarında yaşayan ve iskeleti kireçli olan bir fauna. Bu canlıların iskeletlerinin yığılması ile atoller ve karaların kenarlarında set resifleri oluşmaktadır.
Mercan Kalkeri : Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır. Temiz, sıcak ve derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında topluluk oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan resifleridir.
Meridyen: Dünya'nın ekvator dairesini birer derece aralıklarla dik olarak kesen ve kutuplarda birleşen yaylardır. Dünya'da Greenwich gözlemevinin 180 batısında, 180'de doğusunda olmak üzere 360 meridyen yayı bulunur.
Mermer : Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Metamorfik kaya: Başkalaşım kayası, yani sıcaklık ve basınç yada her ikisinin etkisi altında fiziksel ve kimyasal değişime uğramış kayalardır.
Meteor:Gök cisimlerinden doğan ve yeryüzüne düşen parçalardır. Bu parçaların açtıkları çukurlara meteor çukuru veya krateri denir. Geniş anlamda göksel olayların tümünü kapsar
Meteoroloji : Atmosferin özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mevsim: Güneşin gündönümü ve gece-gündüz eşitliği noktalarından geçişleri arasındaki sürelere denir.
Mezosfer: Atmosferin orta tabakasıdır.Bu tabakanın alt katına Ozonosfer, üst katına Kemosfer denir.
Mezozoik Zaman : İkinci Zaman.
Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.
Moren setti: Buzulların aşındırarak taşıdığı kum çakıl gibi maddelere moren denir. Bunları eridiği yerde biriktirmesi ile oluşan sette denir.
Muson Ormanları :Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış aylarında yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar görülür. Bu ormanlara muson ormanları denir.
Mutlak Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır.
NN
Nehir : Büyük ırmaklara nehir denir.
Nem : Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine yol açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir.
Neozoik Zaman : Üçüncü Zaman.
Nimbüs bulutları: Yağmur bulutlarıdır. Yoğunluğu fazla olduğundan koyu renkli görülürler. Halk arasında bu bulutlara kara bulutlar denir.
Normal Hava Basıncı : 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir.
Nüfus :Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
Nüfus Artış Hızı : Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir.
Nüfus Haritaları : Dünya'nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun dağılışı ve özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda nüfus dağılışı noktalama ile gösterilir. Nüfus yoğunluğu haritaları ise renklendirilir.
Nüfus Yoğunluğu : Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır. Ülkenin genişliği ve toplam nüfus hakkında bilgi verir. Kişi/km2 olarak gösterilir.
OO
Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
Obruk : Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk denir. Derinliği 250-300 m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl bulunur. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın olarak obruklar görülür. İçel’deki Cennet-Cehennem mağaraları ve Konya’daki Kızören obruğu ülkemizdeki en güzel örneklerdir.
Obsidyen (Volkan Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı görünüme sahiptir.
Okyanus : Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek : Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu
Orman : Büyüklü küçüklü çeşitli özellikteki ağaçların oluşturduğu bitki örtüsüdür.
Orografik Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Orojenez (Dağ Oluşumu) : Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.
Orojenik hareket: Dağ oluşumunu meydana getiren hareket.
Otlak : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir.
Ova : Çevresine göre çukurda kalmış geniş düzlüklere ova denir.
Ozonosfer: Mezosfer tabakasının alt katını oluşturur. Güneşten gelen morötesi (ultraviyole) ışınlar tarafından oksijen moleküllerinin O 3‘e dönüştürülmesiyle oluşur. Güneşten gelen zararlı ışınları tutar, soğumayı önler.
ÖÖ
Ölçek : Gerçek ölçülerin kaç defa küçültüldüğünü gösteren küçültme oranına ölçek denir.
Örtü buzulu : Çok geniş alanlara yayılan, kilometrelerce alan kaplayan buzul türüdür.
Östatik hareketler:Kara yüzeyindeki buzullaşmaya ve buzulların erimesine bağlı olarak deniz seviyesinde meydana gelen geniş ölçüde alçalma ve yükselmelerdir.
Özel Konum : Dünya üzerindeki bir yerin çevresine, denizlere, yer şekillerine, anayollara, geçitlere ve komşularına göre konumudur. Özel Konum; İklim koşullarını, Doğal bitki örtüsünü, Tarımsal etkinlikleri, Nüfus ve yerleşme biçimini, Ekonomik etkinlikleri, Ulaşım olanaklarını, Siyasal ve kültürel yapıyı etkiler.
PP
Paleocoğrafya: Geçmiş dönemlerin coğrafyası. Miyosen coğrafyası denildiğinde Miyosen dönemindeki kara ve denizlerin dağılışı, bu dönmede hüküm süren iklim şartları vs açıklanmaktadır.
Paleoklimatoloji: Geçmiş dönemlerin iklim şartlarını inceleyen bilim dalı.
Paleontoloji : Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji denir.
Paleozoik Zaman : Birinci Zaman.
Paralel: Ekvator düzlemine paralel olarak birer derece aralıkla geçen dairelerdir.
Peneplen: Yeryüzündeki kara kütlelerinin çok uzun süren bir aşınma sonucu düzleşmesi ile oluşmuş yeryüzü şeklidir.
Peribacası : Özellikle volkan tüflerinin yaygın olarak bulunduğu vadi ve platoların yamaçlarında sel sularının aşındırması ile oluşan özel yeryüzü şekillerine peribacası denir.
Perihel: Dünyanın Güneşe olan uzaklığı yaklaşık 152 milyon km’dir.Dünyanın Güneşe en yakın olduğu zaman 3 ocaktır. Bu noktaya Perihel(günberi) denir.
Peyzaj: Bir sahanın doğal yada insanların yaptığı eserlerle görünüşü (ortam düzeni).
Piroklastik malzeme: Volkanların çıkardığı çeşitli boyuttaki taneli malzeme.
Plan : Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır.
Plankton :Suda yaşayan, suyun hareketi ile sürüklenen, gözle görülmeyen veya zor görünen küçük canlılar.
Plato : Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir.
Polye : Karstik yörelerdeki genişliği birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30 kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova görünümlü büyük karstik çukurlara polye denir. Türkiye’de özellikle Toroslar’da polyeler yaygındır. Örneğin; Akdeniz Bölgesi’ndeki Ketsel, Elmalı ve Akseki ovası birer polyedir.
Ponor: Su yutan.
Poyraz : Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgarlardır. Yaz poyrazı serinletici etki yapar. Kışın ise kuru soğuklara neden olur.
Profil çizimi :İzohips haritalarından yararlanarak arazideki belirli noktalar arasının yandan görünüşü çıkarılabilir.Buna PROFİL ÇİZİMİ denir.
Projeksiyon : Dünya'nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları en aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin paralel ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir kağıda geçirilmesi gerekir. Bu sisteme projeksiyon denir.
Pusula: Yeryüzünde manyetik kuzeyi gösteren bir alettir. Birçok çeşidi vardır.
Püskürük kayalar: Lavların püskürmesi ve katılaşması sonucu oluşan kayalar (volkanik kayalar).
RR
Radiant: Elektromanyetik dalga.
Radyasyon: Güneş'ten bütün yönlere doğru elektromanyetik dalgalarla(radiant) enerji yayılmaktadır. Dünya'ya ulaşan bu enerji sıcaklık enerjisine dönüşmektedir. Dünya yüzeyi radyasyonla enerji kaybettiğinde soğumaktadır veya sıcaklık, atmosfere gönderilen radyasyonun azalması ile düşmektedir. Gündüz vakti Güneşten insolasyonla alınan sıcaklık, yer radyasyonuyla verilen enerjiyi aşmakta ve dolayısıyla ısınma meydana gelmektedir. Gece vakti ise tersi meydana gelmektedir; yani yer radyasyonuyla enerji kaybı olmakta ve hava sıcaklığı düşmektedir. Kara yüzeyi yer radyasyonuyla denizlere nazaran daha fazla enerji kaybettiğinden daha fazla soğumaktadır.
Regresyon: Deniz çekilmesi. Deniz seviyesinin düşmesi veya kara kütlesinin yükselmesi ile daha önce denizle kaplanan sahanın su üstüne çıkma veya denizin çekilmesi olayıdır.
Resif: Mercanların iskeletlerinin yığılması ile oluşan organogon tortul kütle.
Resif kıyıları: Mercan iskeletlerinin üst üste birikmesiyle oluşan kıyı tipidir. Ör:Mercan adaları kıyıları (Avustralya Kıtasının doğusunda)
Ria tipi kıyılar: Akarsu vadilerinin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Ör: İstanbul-Çanakkale Boğazları, Haliç ve G.Batı Anadolu Kıyılarıdır.
Rüzgar : Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
Rüzgar Erozyonu : Bitki örtüsünün olmadığı ya da cılız olduğu yerlerde toprağın rüzgarlarla yerinden kopartılarak taşınmasına rüzgar erozyonu denir.
Rüzgar mağarası: Rüzgarlar taşıdıkları kum taneciklerini en fazla 1-2 m. Yükseğe çıkarabildikleri için kayaların alt kısımlarında aşınma fazla, üst kısımlarında ise az olur. Sertlik düzeyleri farklı olan yatay duruşlu kayaların yumuşak kısmı, aşınma ile oyuklar oluşturur. Bu oyuklara rüzgar mağarası denir.
SS
Samanyolu : Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan galaksiye Samanyolu denir.
Samyeli: 30° enlemi çevresindeki dinamik Y.B.’ın etkisi sonucu oluşur. Suriye çölünden Güneydoğu Anadolu’ya doğru eser. Sıcak ve kurudur. Bitkiler üzerinde kurutucu etkisi vardır.
Sanayi : Ham maddelerin işlenerek mamül madde haline getirilmesine sanayi denir.
Sander ovası: Buzulların eridiği yerde ortaya çıkan akarsuların taşıdığı malzemeleri biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.
Sarkıt-Dikit : Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlar, damlayarak tabanında birikmesi ile dikitler oluşur. Karstik alanlardaki mağaralarda görülen bu şekillerin en güzel örnekleri Damlataş Mağarası’nda bulunmaktadır.
Savan çayırlar: Ekvatorun kuzey ve güneyinde ekvator bölgesi ile sıcak çöller arasında uzanmaktadır. Doğal vejetasyonu, dağılmış ağaçlı, uzun boylu otlardır. Yağışlı ve kurak olmak üzere iki mevsime sahiptir. Yağışlar sıcak mevsimde düşmektedir.
Seki: Akarsu, deniz ve göl kenarlarında görülen basamaklar. Bu basamaklar, daha önce akarsu, deniz veya gölün eski seviyesini göstermektedir.
Sel : Sağanak yağış ve hızlı kar erimeleri sonucu çok miktarda suyun akışa geçmesi ile meydana gelen duruma sel denir.
Sera etkisi: Şehirlerde artan karbondioksit, subuharı, toz ve diğer gazlardan dolayı, havanın çevreye nazaran daha fazla ısınması.
Sıcak kuşak: Dünya'da dönenceler arasında yani 23° 27' kuzey ve güney enlemleri arasında uzanan bölge.
Sırt : İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir.
Sial: Yer kabuğunun üst tabakasıdır. Bünyesinde daha çok silisyum ve alüminyum bulunduğu için bu tabakaya sial adı verilmiştir. Sial; granit kiltaşı ve kalker gibi hafif taşlardan oluşmuştur, Kalınlığı dağların bulunduğu yerlerde fazla, deniz ve okyanusların altında azdır.
Sima: sial tabakasının altında yer alır. Bazaltik yapıdaki ağır taşlardan oluşmuştur. Bileşiminde daha çok silisyum ve magnezyum bulunduğu için bu tabakaya Sima adı verilmiştir. Sima, deniz ve okyanusların altında kalın, dağların altında daha incedir.
Sirk: Buzul aşındırması ile meydana gelmiş olan üç tarafı yüksek saha ile çevrili, kenarları dik, tabanı derin çanak. Buzullaşmaya uğrayan dağlardaki akarsuların kabul havzalarında görülür.
Sirk buzulu : Dağların tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni oluşmaya başlayan buz türüdür.
Sirk çukuru: Dağların üst kısmında aşındırma ile oluşan küçük çukurlukladır.
Sirk gölü: Yurdumuza bazı yüksek dağların üst kısmında görülür (Cilo, Sat, Ağrı, Tendürek, Süphan, Kaçkar, Uludağ, Erciyes, Bolkar, Aladağlar,Bey dağları gibi). Dünya üzerinde en fazla Kuzeybatı Avrupa’da görülür. Ayrıca Kanada’nın güneyi ile A.B.D’nin kuzeyindeki göller buna örnektir.
Siroko: Büyük Sahradan İtalya’nın güneyine doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır. Akdeniz’den geçerken nem aldığından İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakır.
Sismograf : Depremin süresi ve şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Sismoloji: Deprem bilimi.
Siyasi ve İdari Haritalar : Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır. Bu haritalardan uzunluk ve alan bulmada yararlanılır. Ancak yer şekilleri hakkında bilgi edinilemez.
Soğuk kuşak: 66° 33' kuzey ve güney enlemleri ile kutuplar arasında kalan bölge.
Step : Bozkır.
Stratosfer : Troposferin üstündeki atmosfer katmandır.
Su bölümü çizgisi: Bir akarsuyu komşu akarsu havzasından ayıran sınıra su bölümü çizgisi denir. Su bölümü genellikle dağların en yüksek kesiminden geçer. Su bölümü çizgisi, kalkerli arazilerde, kurak bölgelerde ve bataklık alanlarda belirsizdir.
Subtropikal: Yarı tropikal.
Sürekli Rüzgarlar : Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları arasında yıl boyunca yön değiştirmeden esen rüzgarlardır.
ŞŞ
Şahit tepeler: Aşınıma karşı dayanıklılıkları farklı olan malzemelerin üst üste birikerek farklı tabakalar oluşturduğu bölgelerde görülürler. Gerek rüzgarın aşındırması, gerekse mekanik çözülme ile gevşemiş ve zayıflamış malzemelerin rüzgar tarafından koparılıp taşınması sonucunda oluşan yüksekliklerdir.
Şelf :Kıta kenarı üzerinde ortalama olarak 200 m derinliğe kadar olan saha.
Şemosfer : Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır.
Şeytan masası: Rüzgarlar sürükledikleri veya savurdukları taneleri yüzeylere çarparak aşındırma yaparlar. Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine mantarkaya adı verilir.
Şist: Basınç sonucu yapraklaşmış kaya.
TT
Tabaka kaynağı: Geçirimli tabakların uç kısmından suların yüzeye çıktığı yerdir.
Taban seviyesi :Akarsu aşındırmasının sona erdiği yer. Bu yer, akarsuların denize döküldüğü yerlerde deniz seviyesi, göle döküldüğü yerlerde göl seviyesi, yan derelerin ana akarsuya kavuştuğu yerlerde ise ana akarsuyun yatak seviyesidir. Bu seviyenin altında aşınma olmaz. Bu seviye düştüğünde akarsu aşınması canlanır.
Taban seviyesi ovası: Akarsuların denize yaklaştıkları yerlerde taşıma gücü azdır. Böyle yerlerde akarsular, taşıdıkları malzemeleri biriktirirler ve ova yüzeyini alüvyal dolgu alanı haline getirirler. Böyle oluşan düzlüklere taban seviyesi ovası veya alüvyal taşkın ovası denir. Akarsular bu tür ovalarda menderesler şeklinde akarlar. Ege Bölgesindeki Büyük ve Küçük Menderes ovaları bu tür düzlüklere örnek olarak verilebilir.
Taban suyu :Alüvyal ovaların tabanında bulunurlar. Altta geçirimsiz tabaka ile sınırlandırılmış geçirimli tabaka üzerinde biriken sulardır. Beslenme durumuna göre taban suları bazen yüzeye kadar çıkabilir. Yer altı su seviyesinin düşük olduğu alanlarda ise kuyu açmak suretiyle bu sulardan faydalanılır.
Tabanlı vadi: Akarsu aşındırmasının ileri safhalarında oluşan vadi şeklidir. Vadi tabanı ova özelliği kazanır. Vadi yamaçları iyice yatıklaşır ve belirginliğini kaybeder. Ülkemizde özellikle Batı Anadolu da bu tür vadiler yaygındır.
Tafoni: Büyük kayalarda oluşan kuş yuvaları şeklindeki oyuklara tafoni denir.
Takke buzulu : Dağların bütün yamaçlarını kuşatan buzul türüdür.
Taraça : Seki.
Tarımsal nüfus yoğunluğu: Bir ülke veya bölgede tarımla geçinen nüfusun tarım alanlarına bölünmesiyle elde edilir.
Taşkın ovası: Akarsuların taşıdığı malzemelerin birikmesi ile meydana gelen ova. Bu ovada eğim çok az olduğundan akarsular sık sık yatak değiştirir.
Taşküre (Litosfer) : Dünya'nın manto katmanının üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmanıdır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir.
Tayga: Sibirya'da Sibirya çamı, sarıçam, göknar, melez ve ladinin yer aldığı iğne yapraklılardan oluşan orman.
Tebeşir : Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
Tektonik: Yerkabuğunun yapısı ile bunu doğuran olayları açıklayan bilim dalı.
Tektonik depremler: Yer'in iç kısımlarından gelen enerji yerkabuğunu ve bu kabukta bulunan fay hatlarını zorlar neticede ya yeni fay kırıkları oluşur yada mevcut fay blokları harekete geçer. Gerek yer kabuğunun zorlanarak kırılması gerekse fay bloklarının birbirine sürtünmesiyle ortaya çıkan hareketler dalga şeklinde enerji atılımına neden olur ki bu da tektonik depremleri oluşturur. Eski kıta çekirdekleri, fay hatlarıyla parçalanmamışlar ise, sağlam yer katmanlarını oluşturacakları için deprem yönünden tehlikesiz bölgelerdir. Genç fay hatlarının yayılış alanları tektonik depremlerin görülebileceği sahalara işaret eder. En fazla yıkıcı etkiye tektonik depremler sahip olup yeryüzündeki depremlerin % 90'ı tektonik kökenlidir.
Tektonik Göller : Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki göllerdir.
Tektonik hareket: Yer hareketi, Dünya'nın kabuğunda kırılma, kıvrılma, takım halinde yükselme ve çökme olaylarını kapsar.
Tepe : Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.
Termik Basınç : Dünya'nın küreselliği nedeniyle ısınma ve soğumaya bağlı oluşan basınçlardır.
Termik Ekvator : Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik ekvator denir.
Ters Alizeler (Üst Alizeler) : Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgarlardır. Her yerde ve her zaman görülmezler. Yeteri kadar sürekli ve güçlü değillerdir. 30° enlemleri çevresinde aşağıya doğru alçaldığından yağış oluşumunu engellerler.
Toktağan kar: Kutup bölgeleri ile yüksek dağların üst kısımlarında bütün yıl hiç erimeden kalan karlara Toktağan kar (daimi) denir.
Tombolo: Kıyı oku ile bir adanın birleşerek karaya bağlanması. Kapıdağ yarımadasında olduğu gibi.
Topoğrafya Haritaları : İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır. Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları ile gösterirler. Ölçekleri 1 / 20.000 ile 1 / 500.000 arasında değişir. 1 / 20.000'den büyük ölçekli olanlar kadastro işlerinde ve askeri amaçlarla kullanılır. Bu haritalardan ölçek, uzunluk alan ve eğim hesaplamada yararlanılır.
Toprak: Çözülmeye uğrayan kayaların yüzeyi zamanla, ayrışmış mineraller, organik maddeler ve mikroorganizmalardan oluşan bir örtüyle kaplanır. Bu örtüye toprak denir.
Transgresyon: Deniz basması. Buzulların erimesi ile deniz seviyesinin yükselerek kara kütlesini kaplaması veya kara kütlesinin alçalarak denizin kara kütlesini işgal etmesi olayıdır.
Traverten : Genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında ve kalsiyum karbonatlı suların yayılarak aktığı alanlarda, kirecin çökelmesi ile oluşan basamaklardır. En güzel örnekleri Denizli-Pamukkale’dedir.
Tropikal siklonlar: Tropikal kuşakta ani basınç düşmesi ile oluşan çok şiddetli rüzgarlardır. Bu rüzgarlara Hurricane, Tornado, Kasırga,Hortum gibi isimler verilir.
Troposfer : Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.
Tsunami: Denizlerde meydana gelen volkanizma ve depremlerin etkisiyle oluşan dalgalara Tsunami dalgası denir.
Tundra : Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardır. Bu bitki örtüsüne tundra adı verilir.
Turunçgiller (Narenciye) : Portakal, mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel olarak turunçgil denir.
Tsunami : Dalgalar.
Tüf :Volkan püskürmesi esnasında çıkan volkan küllerinden oluşan ince taneli kaya.
UU
Uvala : Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır. Uvaların düzensiz şekle sahip olması ve tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları dolinlerden kolayca ayırt edilmesini sağlar.
Uydu: Gezegenlerin etrafında dönen gök cisimleridir.Bunlarda güneş ışığı yansıtarak görülürler.
Uzay: İçerisinde gök cisimleri bulunan sonsuz boşluktur.
ÜÜ
Üçüncü Zaman (Neozoik) : Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Zamanın önemli olayları : Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya başlaması. Linyit havzalarının oluşumu. Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki topluluklarının belirmeye başlaması. Alp kıvrım sisteminin gelişmesi. Nümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışı. Üçüncü zamanı karakterize eden canlılar nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur.
VV
Vadi : Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan, uzun çukurluklardır.
Vadi buzulu : Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket eden buzul türüdür.
Vadi kaynağı: Vadi tabanlarından çıkan kaynaklardır.
Vaha: Çöllerde akarsu kenarları, kaynaklar veya kuyular çevresindeki yeşillik (bağlık-bahçelik) alan.
Voklüz: Kalkerli arazilerde yer yüzüne çıkan kaynaklardır. En fazla Akdeniz Bölgesinde görülür. Ör: Düden suyu Bu kaynakların en önemli özelliği sularının bol miktarda kireç içermesidir.
Volkan Bacası : Mağmanın yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yola volkan bacası denir.
Volkan Konisi: Lav, kül, volkan bombası gibi volkanik maddelerin üst üste yığılması ile oluşan koni biçimli yükseltiye volkan konisi, koni üzerinde oluşan çukurluğa krater denir.
Volkanik depremler: Volkanik faaliyet sırasında meydana gelen titreşim hareketlerine denir. Türkiye'de aktif volkanlar olmadığı bu tür depremler görülmez
Volkanik Göller : Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir. Krater gölü, kaldera gölü ya da maar gölü gibi çeşitleri vardır.
Volkanik Tüf : Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste yığılarak yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir.
Volkanizma : Yerin derinliklerinde bulunan magmanın patlama ve püskürme biçiminde yeryüzüne çıkmasına volkanizma denir.
YY
Yağış : Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yere düşmesine denir.
Yağmur: Buluttaki su taneciklerinin 0°C’nin üzerinde yoğunlaşırsa yağmur adını alır.
Yalıyar: Dağların kıyıya paralel uzandığı alanlarda dalgaların yamacın altını oyması ve üst kısmın çökmesiyle oluşan yer şeklidir. Yurdumuzda Doğu ve Batı Karadeniz kıyıları ile , Teke yarımadası, Taşeli Platosu ve Tekirdağ-İstanbul arasında görülür.
Yamaç yağışları : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşur. Dağlara çarpan ve yükselen hava her 100 metrede 0,5°C sıcaklık kaybeder. Belli bir yerden sonra hava doyma noktasına ulaşarak yağışlar başlar. Yağışlar belli bir yükseltiye kadar artar. Bu yükseltiden sonra ise azalır. Yamaç yağışlarında yağışın en çok düştüğü yer dağların orta yükseltideki bölümleridir. Muson Asyasında ve dağların denize bakan yamaçlarında yamaç yağışları yaygın olarak görülür.
Yanardağ : Mağmadan gelen ve yer kabuğundaki çatlaklardan püsküren lavların yığılması sonucunda o bölgede dağlar oluşur. Bunlara yanardağ ya da volkan adı verilir.
Yarma Vadi (Boğaz) : Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi derinlemesine aşındırması sonucunda oluşur. Vadi yamaçları dik, tabanı dardır. Akarsuyun yukarı bölümlerinde görülür.
Yatık yamaçlı vadi : Farklı aşınma sonucunda farklı yükseklikteki yamaçlara sahip olan vadi tipidir. Akarsu yatağının eğiminin azaldığı yerlerde görülür.
Yayla : Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir. Yaylalar dinlenmek amacıyla gidilen yazlık sayfiye yerleri de olabilir.
Yengeç dönencesi :Kuzey yarımkürede ekvatorun 23° 27' kuzeyinden geçen enlem dairesi.
Yer altı suları :Yağışlarla yer yüzüne inen suların geçirimli tabakadan yer altına sızarak, yer altında oluşturdukları sulara yer altı suları denir.
Yer ekseni: Bir kutup noktasından diğer kutup noktasına kadar uzanan Dünyanın içinden geçtiği kabul edilen izafi çizgidir.Dünya bu eksen etrafında batıdan doğuya doğru döner.
Yerel Saat : Bir noktada Güneş'in gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saate yerel saat denir. Aynı boylam üzerindeki noktalarda yerel saat aynıdır. Herhangi bir meridyenin Güneşin tam karşısına geldiği an, meridyen üzerindeki tüm noktalarda yerel saat 12.00'dir.
Yerkabuğu: Dünyanın dış kısmı katı bir kabukla çevrilidir. Bu kabuk çeşitli taşlardan oluşmuştur. Yer kabuğuna litosfer ya da taş küre de denir.
Yıldız : Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk rüzgarlardır. Karadeniz kıyılarına yağış bırakırlar. Kar yağışına neden olurlar. Karayel ile karışık estiğinde kar fırtınaları görülür.
Yıldız : Güneş gibi, kendiliğinden ısı ve ışık veren gök cisimlerine yıldız adı verilir.
Yıldız rüzgarı: Kuzeyden eser. Karadeniz üzerinden geldiği için soğuk ve nemlidir. Karadeniz dağlarında yağış bırakır.
Yoğunlaşma : Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir.
Yoğuşma: Havada bulunan nemin su (yağmur), kar, dolu, kırç, kırağı, çiy haline gelmesi. Yoğuşmanın olabilmesi için havada bulunan nisbi (bağıl) nemin % 100'ü aşması gerekir. Havanın belli bir sıcaklıkta alabileceği maksimum nemin üzerindeki kısım yağış halinde düşmektedir.
Yontukdüz: Akarsuların ve akarsularla birlikte diğer dış kuvvetlerin, yeryüzünü aşındırması sonucunda deniz seviyesinde hafif dalgalı düzlükler oluşur. Bunlara peneplen (yontukdüz) denir. Ülkemizin yeryüzü şekilleri 4. zamanın başlarında toptan yükseldiği için, iç kısımlarda peneplen izlerini görmek mümkündür.
Yörünge Düzlemi : Ekliptik.
ZZ
Zelzele: Deprem
Zemheri: Karakış
Zenit: Başucu noktası
Zenital Yağmur :Başucu yağmurları
Zoocoğrafya :Hayvanlar coğrafyası
Zoojen kayalar: Organsal kayalar

Zühre: Çoban yıldızı